• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Mübarek Geceler

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.066234.2027
Euro37.991438.1437
ÖRNEK BİR VAAZ PLANI VE VAAZ DUASI
VAAZ HAZIRLAMA VE SUNMA TEKNİKLERİ
TEVHID GERÇEĞI VE BİLİNCi & DOÇ. DR. FAHREDDIN YILDIZ
Kur'an, İslam'ı tarif eden son ilahi mesajdır. Bu mesajın özü tevhiddir. Dinde hiçbir emir, tevhidsiz sabit olmaz. Yapılan işlerin tamamı, tevhidden sapıldığı an geçerliliğini yitirir. (1)Kur'an, dinin tevhidsiz olamayacağını belirtmek için onun ikamesini yüceltir ve bu eylemi en büyük ödülün nedeni sayar (2) O, pratiği olmayan din anlayışını onaylamaz. Dini bilgi,iman ve ahlak temelli bir yaşayış biçimi olarak kabul eder. Güvenli ve huzurlu bir ortamın, tevhid liyakatine ve bilincine sahip olan mü'minlerin onurlu gayretleriyle sağlanabileceğini bildirir. (3)

İslam'ın özüyle ilgili olan tevhid kavramı İslam coğrafyasında yaşayan insanların çokça duydukları ve kullandıkları sözcüklerden biridir. Ancak onun kuşatıcı anlamları ve hayattaki yeri, pek çok insan tarafından yeterince kavranabilmiş değildir. Bunun en önemli sebebi, Kur'an'ın insanlara sunduğu dinin esaslarını ve bunları sunarken kullandığı kavramların anlamlarını iyi bilmemektir.

Kur'an vahyinin çağrı odağını oluşturan tevhid, Allah'ın varlığına ve birliğine, vahiyle bildirilen gerçeklerin tümüne inanmak demektir. (4) Allah'ı zatında, isim ve fiillerinde birlemek, O'na hiçbir yönden eş ve ortak tanımamak, İslam'ı Kur'an kapsamında kabul edip onda sadakat göstermektir. Görüldüğü gibi tevhid, inanışta ve yaşayışta kabul edilmesi gereken ilk temel prensiptir.

Tevhidin karşıtı, "Allah'a zatında, isim ve fiillerinde ortak koşmak, Uluhiyyetin özelliklerinden birini O'ndan başkasına tanımak" anlamına gelen "şirk"tir. (5) Şirk, Allah'a iman adı altında O'ndan başkasına veya kişisel arzulara tapınmadır. Tevhidin zıddı olan şirk, kesin bir yasak (6) ve tövbesiz affedilmeyen büyük bir günahtır. (7)

Tevhid gerçeği, "Kur'an ayetlerinin en büyüğü" unvanına haiz olan (8) ve "Ayetü'l Kürsi" diye adlandırılan ilahi sözde (9), yetkin biçimde hülasa edilir. Değinilen ayet, insanların benimsedikleri tevhide aykırı inançları düzeltecek bir içeriğe ve yüceliğe sahip oluşundan, dini tevhid bilinciyle ve aktif biçimde hayata geçirme yolunu göstermesinden dolayı bu unvanla anılmıştır. Kur'an, Uluhiyyetin temel niteliklerini bildirirken, insan zihninde ve hayatında tevhid bilincini canlı tutmayı hedefler. Bunun için Allah inancını ve din gerçeğini, insan idrakinin kolayca kavrayabileceği ölçüde anlatır.

Tevhidin ilk şartı, Allah'tan başka ilah tanımamak, tağutu, küfür ve şirk sistemlerinin idari ve siyasi geleneğini reddetmektir. (10) "Tuğyan" kökünden türeyen tağut, Allah'a karşı azan, dinin sınırlarını aşan ve başkalarını azdıran varlık" diye ifade edilir. (11) Tuğyanı yaşayan ve yaşatan her varlık veya güç, bu kavramın anlam sahasına girer. İslam'ı, beşer kaynaklı yönetimlerle mahkum etmek isteyen, dinden bağımsız olarak hakimiyet iddia edip kendi iktidarını putlaştıran kişiler veya sistemler, bu çağın tağutlarıdır. Çağdaş şirk odaklarının tabu haline getirdiği bu tağutları reddetmeden, tevhid inancına erişilemez. Tevhid gerçeği, Kur'an bilgisiyle kavranır. İnsanın müslümanca yaşayabilmesi, Kur'an mesajına aktif biçimde uymasına bağlıdır. (12) Kur'an'ın hiçbir şeyi noksan bırakmayan (13) ve insan hayatına rehberlik eden prensiplerine uymadan dini doğru yaşamak mümkün değildir.

Şeytani müdahalelerin İslamî kavramlarda meydana getirdiği tahrifat, bugün pek çok insanın sadece İslam'ın ismine sahip çıkmasına, Kur'an' ın ona yüklediği manayı ve belirlediği konumu inkar etmek gibi bir yanlışlığa düşmesine neden olmuştur. Allah'a inandıklarını söyleyip O'ndan başka varlıklara kulluk edenler, kendilerine ilahlık taslayanları reddedecekleri yerde, aksine onların şeytani emellerine hizmet etmektedirler.(14) İlah kavramının ve yaşadığı toplumda hangi kişi ve kurumun kendisine ilahlık ettiğini bilmeyen bir kişi, tevhidin gereğini nasıl bilinçli olarak yerine getirebilir? Tevhidin gündeme gelmediği ve hayata girmediği toplumlarda kimin kafir, kimin müslüman olduğu kesinlik kazanmaz. Adı Müslüman kitlelerin çoğunda, tevhid kelimesinin lafzı malum olsa da mana ve maksadı meçhuldür. Oysa muvahhid mü'min, tevhid kelimesini, lafız, mana ve maksadıyla tasdik ve ikrar edip onun gereğini yerine getiren kişidir.

Kur'an'a ters düşen hayat tarzı, dünyamızı kararttı. Bu karanlık ortamda İslamî değerler yitirildi. Bunların en acısı, Kur'an' ın neredeyse çok sayıda insan tarafından anlaşılamayan bir kitap haline gelmesidir. Kur'an' dan uzak kalan kişiler, hakkı bırakıp batıla inanacak kadar büyülendiler. Bunun sonucu, çağdaş putperestlik yeniden doğdu. Pek çok insan, bildiği basit şeylerin gurur ve benimsediği yanlış yorumların aldanışıyla kendini avutuyor. Bu durumdan kurtulmak için, Kur'an'ın sunduğu hak dine, hakikat bilgisine ve İslami yaşayışa mutlaka ulaşılmalıdır. İslam, her zaman ve mekanda asli şekli yaşanmalı, onun hayata geçirilmesi ertelenmemelidir. Söylenenleri gerçekleştirmek, kuru sloganlar üretmekle değil, Kur'anı anlayarak okumak ve inanarak uygulamakla olur. Tevhidin ikamesi, şeytan mantığının resmileştirip sistem kanunlarının koruma altına aldığı ve çeşitli söylemlerle kutsadığı çağdaş putları reddetmeyi gerektirir. Çünkü şer sistemlerce resmileştirilmiş olan düşünce yaşam tarzı, ancak bilinçli bir tevhid eylemiyle islamileşir.

İslam tevhid bilinciyle yeniden hayatımıza girmelidir, İslam dünyasının bugün en çok buna ihtiyacı vardır. Kur'an ve sahih sünnetten yoksun olan kurtulma çabaları, bencillik ve sapıklıktır. "And olsun biz her ümmete şöyle tebliğ yapan bir resul görevlendirdik: Allah'a ibadet edin, tağuttan kaçının. Sonra bunlardan kimini Allah doğru yola iletti, kimine de sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde gezip dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş görün" (15) mealindeki ilahi buyruk, değinilen gerçeğe işaret eder.

İslam, tüm insanları Allah'a götürme gücüne sahip tek yoldur. Bu dinin esasları, Kur'an' dadır. Kur'an'ın, Peygamber Aleyhisselam' a indiği andan irtihaline kadar süren zaman içinde, İslam'ın nasıl anlaşıldığını ve uygulandığını görebilmek için, vahyin indiği asra bakmalı, onu kendine özgü dünyasında anlayıp bugünkü hayatımıza yeniden katmalıyız. Anlayış açısından Kur'an' a ne kadar yaklaşabilirsek, o nispette İslam'ı hayatımıza katabiliriz.

"Ey Rabb'imiz! Bir çağırıcının "Rabb'inize inanın" diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabb'imiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizi ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."(16)

Altınoluk Dergisi:1994 - Agustos, Sayı: 102, Sayfa: 015

Dipnotlar: 1- Maide, 5; En'am, 88; Araf, 147; Zümer, 65 vb.. 2- En'am, 82 3- Hac, 41. 4- Bakara, 136, 255, 285; Nisa, 136,150,151,152; ih-las, 1-4 vb.. 5- Mu'cemu'l El fazi ve'l A'lami'l Kur'aniyye, s. 267. 6- Kehf, 110; Nisa, 36 vb. 7- Nisa, 48, 116; Lokman, 13. 8- Bezlul Mechud, VII, 297-298. 9- Bakara, 255. 10- Bakara, 256.11- Kurtu-bi, III, 281. 12- Bakara, 285. 13- En'am, 38. 14- Yasin, 74-75. 15- NahI, 36. 16-AI-İ imran, 193

ALINTI:http://dergi.altinoluk.com/index.php?sayfa=yillar&MakaleNo=d102s015m1

  
4356 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi91
Bugün Toplam181
Toplam Ziyaret1646872
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2