TÜRK’ÜN VİCDANI: MEHMET AKİF ERSOY
11 Şubat 2010 Perşembe 22:15
Milletler,
maddi değerler etrafında meydana gelmiş mekanik topluluklar yığını değildir.
Millet, şuurlu, manevi, insanî millî değerler etrafında bir araya gelen canlı
bir organizmadır. Millet denilen yapı, tarihe karşı tek bir kalp çarpması
halinde yaşama iradesi beyanın somut bir karşılığıdır. Milletleri tarihsel akış
içinde asil bir ruh sürükler. Millet olabilmek, çok yüksek bir insanlık katına
ulaşmak demektir.
İnsan olanlar, millet olabilme hakkına sahiptir. İnsan olabilmek ancak ruh,
kalp, gönül, maneviyat alanlarında var olma iradesini ortaya koymakla
mümkündür. Soyut değerler adına yaşama emelinde birleşen insanlar, gerçek
manada millet olabilme katına yükselebilirler ancak.
Bu manada Türk milleti, tarih boyunca dünyayı nizama sokma, dünya insanlığına
hak, medeniyet, adalet, insanlık götürme, Allah’ın yüce davasını yükseltme, hak
dini, gerçek yolu gösterme amacıyla ilâ-yı kelimetullah uğruna yaşamış
serdengeçti fedailer topluluğudur. Biz, bir kutlu rüyanın peşinde koşan
deliler, veliler milletiyiz. Devlet-i ebed-müddet, nizam-ı âlem fikri uğruna
tarih boyunca akıp geliyoruz.
Türk milleti, büyüklüğünü bağrından çıkardığı büyük fikir, sanat, maneviyat
erlerine borçludur. Özellikle II. Meşrutiyet’ten sonra Türk milletinin temel
sorunlarına, hastalıklarına, zaaflarına, engellerine ve düşmanlarına karşı
millet mistiği pek çok aydınımız ortaya çıktı. Bunlardan biri Mehmet Akif
Ersoy’dur.
Akif, hem alim, hem şair, hem hoca, hem devlet memuru, hem arif, hem gazeteci,
hem milletvekili, hem daha pek çok sıfata sahiptir. Ama bütün bu sıfatlardan
ürettiği bir sentezle o bilinçli, uyanık bir Türk aydınıdır.
Gerçek münevver aydın olmanın gereklerini harfiyyen yerine getirmiş,
sorumluluğunun gereğine uygun şerefli, haysiyetli bir hayat yaşamış ve alnının
akıyla Rabbinin huzuruna çıkmıştır. Bir aydının en büyük sınavı, Hâlıkına ve
halkına karşı alnının akıyla hesap verebilmesidir. Akif bu konuda sınavı
başarıyla geçmiş nadir şanslılardan biridir.
Türk’ün uyanık vicdanlarından biri olan Akif, mensup olduğu milletinin derdiyle
dertlenmiş, bütün cahilliklerine, tembelliklerine, ayrılıklarına,
ümitsizliklerine, geriliklerine karşı canhıraş bir gayretle savaş açmıştır.
Akif, dışarıdan ve içerden gelen bütün tehlikelerin farkına varmış, milletini
anında uyarmış bir ufuk adamdır.
Akif’in gerek Safahat’ında, gerek diğer eserlerinde gündeme getirdiği bütün
meseleler bugün de geçerliliğini ve güncelliğini korumaktadır.
Türk milleti, Akif’in eserleriyle kendini bulacak, yeniden derlenip toparlanacak,
kendinin, değerlerinin, tarihinin, kültürünün, dininin, dilinin farkına
varacaktır. Millet, kendi kendini farkına varmazsa yok olur gider. Akif’e
dönmek demek, bir bilinç yenilenmesi demektir.
Türk milletini bilinç tazelemeye, kendine dönmeye, Akif’le yolunu aydınlatmaya
davet ediyoruz.
Prof.Dr.Nurullah Çetin
ALINTI: http://www.mehmetakifersoy.com/makale_detay.php?makaleid=1343