KURBAN BAYRAMI
Dini bayramların ikincisi olan bir Kurban Bayramını daha idrak etmiş olmanın derin sevinci içerisindeyiz. Bizleri bu mübarek günlere kavuşturan Allah’a hamdediyor, Onun sevgili Resulüne salat ve selamlarımızı sunuyoruz.
Bayramların dini hayatımızda, sosyal yapımızda ve milli geleneğimizde çok önemli bir yeri ve seçkin bir mevkii vardır. Hiç şüphesiz bayramdan maksat, sosyal dayanışma ve kaynaşmayı sağlamak, Müslümanlar arasında birliği temin etmek ve böylece Allah (c.c.) ‘ın hoşnutluğuna ermektir.
Bayramlar, sevinçlerin paylaşıldığı, gönüllerin yıkandığı, kalplerin yumuşadığı, günahların bağışlandığı akraba ve komşuların ziyaret edildiği, öksüz ve yetimlerin sevindirildiği, misafirlerin tebessümle karşılandığı ikramla uğurlandığı ve Allah (c.c.)’ın rahmetinin beklendiği mutlu günlerdir.
Kurban Bayramında Allah’a yakın olmak niyetiyle kurban kesmek; hür, mukim, Müslüman ve zengin olan kimse için bir vecibedir. Nitekim Yüce Rabbimiz Kevser suresinde şöyle buyuruyor: “Ey Muhammed. Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes, doğrusu adı-sanı ortadan kalkacak olan sana kin tutan kimsedir.” Sevgili Peygamberimiz de: “Mali imkanı yerinde olupta kurban kesmeyen kimse bizim namazgahımıza yaklaşmasın.” buyurarak ümmetini kurban kesmeye teşvik etmiştir. Kurban, bayram günlerinde Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için kesilen ve kurban olma özelliklerine sahip olan hayvanın adıdır. Kurban, koyun, keçi, sığır, manda ve deveden olur. Tavuk, horoz ve kaz gibi hayvanlardan kurban olmaz.
Bayramda, Rabbimizin bize ihsan ettiği sayısız nimetlere ve sınırsız iyiliklere bir şükran borcu olarak kesilen kurbanların etleri, yoksul ve muhtaç kimselerin yüzünü güldürür, şefkat ve sevginin dalga-dalga bütün insanlara yayılmasını sağlar.
Allah’ın emri üzere kesilen kurban eti, peygamberimizin sünnetine uyularak üç kısma ayrılmalı; bir kısmı eşe dosta hediye edilmeli, bir kısmı yoksullara verilmeli ve bir kısmı da evde yenilmelidir.
Kurban etinin bu şekilde değerlendirilmesinin pek çok faydaları vardır. Her şeyden önce toplumda manevi kaynaşmayı ve milli dayanışmayı sağlar. Kurban etleri
bayram sevincinin gönüllere ulaşmasını, yoksulların soluk gözlerinin neşe ile dolmasını temin eder.
Kurban bayramının bir özelliği de hac ibadetinin bugünlerde yapılmış olmasıdır. Dünya coğrafyasının her bölgesinden coşkuyla akıp gelerek Kâbe, Arafat, Müzdelife ve
Mina’da Beytullah’ın aşkıyla bir araya gelen renkleri, dilleri, ırkları ve ülkeleri ayrı, fakat duygu ve düşünceleri aynı, milyonlarca Müslüman’ın oluşturduğu bu muhteşem tablo, bayramın değerini ortaya koyan eşsiz bir manzaradır.
Kurban bayramındaki, kurban kesmenin dışındaki görevlerimizi de şöyle özetlemek
mümkündür:
Tekbir (Teşrik Tekbirleri) almak, (arefe günü sabah namazından sonra başlar ve bayramın dördüncü günün ikindi namazının sonuna kadar devam eder), bayram
namazı kılmak, hutbe okumak ve okunan hutbeyi dinlemek, akraba ve komşuları ziyaret etmek ve tebrikleşmek, çocukları, özellikle öksüz ve yetimleri sevindirmek.
Bayramlar bazılarının zannettiği gibi sadece bir tatil değil yaşamamız ve yaşatmamız gereken dini örf ve adetlerimizin sergilendiği güzel günlerdir. Bu güzel
günlerin gelecek nesillere kültürümüzün aktarıldığı bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekir.
Bayramlar milletlerin kardeşlik günleridir. Kötülük yapana, iyilik yapmanın, dargınlıkları ortadan kaldırmanın af ve hoşgörünün zirvede bulunduğu zaman dilimleridir.
Her şeyin gönlünüzce olmasını diliyor nice bayramlara esenlik ve huzur içerisinde ulaşmanızı Cenab-ı Allah’dan niyaz ediyorum.
