• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Mübarek Geceler

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.066234.2027
Euro37.991438.1437
ÖRNEK BİR VAAZ PLANI VE VAAZ DUASI
VAAZ HAZIRLAMA VE SUNMA TEKNİKLERİ
BAYRAM VAAZI 5

BAYRAMLAR

Neşe ve sevinç günleri. Hemen hemen her toplumun kendine özgü bir bayramı veya bayramları vardır. İslâm ümmetinin iki bayramı vardır. Bunlar bütün İslâm âleminde kutlanan bayramlardır. Biri Kurban Bayramı, diğeri de Ramazan Bayramı'dır. Ramazan Bayramı Ramazan ayının bitiminde, Şevvâl'in birinde; Kurban Bayramı da Zilhicce ayının onuncu gününde olur. Ramazan bayramı üç gün, Kurban Bayramı dört gündür.

Kardeşliği, birliği ve beraberliği oluşturmayı amaçlayan İslam, bayramlarla toplumun kaynaşmasını, dayanışmasını ve huzurunu hedeflemiştir.

İslâmî kardeşliğin perçinlendiği bu mübarek günler, müslümanların sevinç ve mutluluk günleridir. Nitekim Hz. Peygamber Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman, Medinelilerin iki bayramı olduğunu öğrendi. Medineliler bu bayramlarında oyun oynar ve eğlenirlerdi. Bu durumu gören Hz. Peygamber Allah Teâlâ size kutladığınız bu iki bayrama bedel olarak daha hayırlısını, Ramazan Bayramı ile Kurban bayramını lûtuf olarak vermiştir. " (Ebû Davûd, Salat 239, Neseî, I'deyn, 1; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 103, 178)

Bunun için toplumu oluşturan ferdler birbirlerine sevgi ile yaklaşmalı ve kardeşce kucaklaşmalıdırlar. Birbirlerine arka çevirmekten ve düşmanca yaklaşmaktan sakınmalıdırlar. Unutulmamalıdır ki Allah'ın yardımı, cemaat halinde yaşayan ve birbirlerine saygı duyanlar üzerine iner . Toplu halde kılınan bir namaza, yalnız başı- na kılınan bir namazdan 27 derece daha fazla sevap verileceği düşünülürse, toplum halinde olmanın önemi daha iyi anlaşılacaktır. Toplum güç kaynağıdır. Tefrika ve ayrılık ise  perişanlıktır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: "Allah'a ve Peygamberine itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider. Sabırlı olun, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir."

Mehmet Akif de ne güzel söylemiş:

"Girmeden tefrika bir millete düşman giremez                                                                    Toplu vurdukca yürekler, onu top sindiremez.                 

" Millet olarak tarihteki başarılarımızı ve zaferlerimizi birlik ve kardeşliğe borçluyuz.

Değerli Mü’minler! Allah Teâlâ müslümanlar arasındaki bu kardeşlik bağının güçlenmesi için çeşitli vesileler yaratmıştır. Bayramlar, bu vesilelerden bir tanesidir.

Bayram günlerinde toplum şuuru bütünleşir, toplum ferdleri birbiriyle kaynaşır ve kucaklaşır. Hayatın bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntıları içinde bunalan, bitkin ve yorgun hale gelen insanları bayramlar dinçleştirir, çalışma azim ve gayretlerini artırır.

Bayramlar toplum hayatında gerçekten seçkin yeri olan mübarek günlerdir. İnsan yalnız başına bayram yapamaz, yapsa bile bunun bir anlamı olmaz.

Bayram toplum olarak kutlandığı takdirde bir anlam taşır. Bayram günleri, tatil günleri olmaktan öte, bize bir takım yükümlülükler yükleyen gündür. Bu yükümlülükleri yerine getirdiğimiz zaman, bayramın anlamını ruhumuzda daha çok hissetmiş olacağız.

Bayram günlerinde önce, varlığımızın sebebi olan ve bizi her türlü fedakârlığa katlanarak büyüten, yemeyip yediren, giymeyip giydiren, uyumayıp uyutan ve hayata hazırlayan şefkat ve merhametle üzerimizde titreyen anne ve babamızın ellerini öpüp hayır dualarını almalı, kırılan gönüllerini onarmalıyız.

Kur'an-ı Kerim, Allah'a ibadetten sonra ikinci derecede anne-babaya saygı gösterilmesini, iyilik yapılmasını emretmiş, onlara karşı "öf" demeyi dahi yasaklamıştır. Sevgili Peygamberimize adamın biri şöyle sormuş: - Ey Allah'ın elçisi, anne babanın çocukları üzerindeki hakkı nedir? Sevgili Peygamberimiz: -“Onlar senin ya cennetin, ya da cehennemindir”, diye cevap vermiştir.(12) Yani onları razı ve memnun edersen cennete girmeyi hak edersin, onla- rın rızalarını ve dualarını almazsan cehenneme gidersin.

Bakın değerli mü’minler, birisi Peygamberimize;                                                            - Ey Allah'ın elçisi, ecrini Allah'tan dilemek üzere hicret ve cihad için emrinize girmek istiyorum dedi. Peygamberimiz: “Anne ve babandan sağ olan var mı?” diye sordu. Adam: - Evet, ikisi de sağdır, dedi. Peygamberimiz; “Sen Allah'tan ecir mi istiyorsun?” buyurdu. Adam: - Evet, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Öyle ise anne ve babana dön de onların gönüllerini al, kendilerine güzel hizmet et (ecir ondadır)”, buyurdu.

Beni Seleme kabilesinden bir adam Peygamberimize gelir ve sorar: -Ey Allah'ın elçisi, anne ve babamın ölümlerinden sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var mı? Peygamberimiz: “Evet, onlar için mağşret dilemek, vasiyetlerini ve taahhütlerini yerine getirmek, yakınlığı onlar vasıtası ile olan (amca, hala, teyze gibi) kimseleri ziyaret etmek ve onların dostlarına ikramda bulunmaktır” buyurdu.

İşte bayramı fırsat bilip anne ve babamızın rızalarını almalı, onlar hayatta değillerse onlar vasıtasıyla yakınlığı olan kimseleri ziyaret etmeli, yoksul olanlarına yardımda bulunulmalıdır. Akraba ve komşularla tebrikleşerek karşılıklı sevgi ve saygı duygularımızı aktarmalı, muhtaç olanlara yardım elimizi uzatmalıyız. Karşılaştığımız herkese selâm vermeli, tanıdığımız ve tanımadığımız herkesin bayramını kutlamalıyız. Hastahanelerde ve evlerde yatan hastaları görmeli, şifa dileklerimizi sunarak, iyileşmeleri hususunda gerekli olan yardımı yapmaya hazır olduğumuzu bildirmeliyiz. Yetimler ve kimsesiz çocuklara şefkat dolu duygularımızı aktarmalı,

BAYRAM SEVİNCİ
Ölüm ayrılık ama, bize bayram sevinci,
Hoşnud ise Yaradan yolda bulunmuş inci.

Gözsüzlere bu dünyâ bir güzellik meşheri,
Germiş ağını her yörede ayrı bir peri...

Bu büyülü iklime kendini salan insan,
Serâzâd arzular içinde.. ve zaman zaman;

Rûhunu sarar simsiyah perdesiyle yokluk,
İnkârcı ruhlar için her zamanki burukluk..

Ölüm bize dümdüz yol, onlara bir sarp yokuş;
Hak'ka varan yollarda yokuşlar bile pek hoş...

İnançsızın murâdı her zaman kâf dağında,
Dünyâ irem olsa da onunki sel ağında.

Bizde yatar kalkarız tıpkı ekinler gibi,
Onlarda devrilme ölüm, sarsan yel bir tipi...

Doğrulun kör yığınlar, doğrulun O’na dönün!
Gelmeden akın-karanın ayrılacağı gün...

Yaradan bağışlar, rahmeti kahrından artık,
Biraz döğünün kapısında ağlayın artık!

Ceyhun olan göz yaşı eritir dağı-taşı,
Gönülde hüzün ağı her ibâdetin başı...

Geril ibâdetle, uç semâvî ülkelere!
Ve eğilmesin başın yerdeki gölgelere..!

Yolda ölüm olsa da, bize bayram sevinci,
Hoşnud ise Yaradan yolda bulunmuş inci...

 

Bayram namazı ; Kime cuma namazı farz ise; o kimseye bayram namazı kılmak vaciptir. Bayram namazlarından sonra okunan hutbeler sünnettir, cuma hutbesi gibi farz değildir, cuma hutbesi namazdan önce, bayram hutbesi ise namazdan sonra okunur. Bayram namazları hicretin birinci yılında meşru kılınmıştır. Bayram namazının vakti, güneşin doğup, ufukta bir veya iki mızrak boyu yükselmesinden itibaren başlar ve zevâl vakti denilen güneşin tam tepeye dikilme zamanına kadar devam eder.

Bayram namazları ikişer rekattır. Cemaat şartı vardır. İmam okuduğu sureleri cehren okur. Ezan ve kamet getirilmeksizin, iki rekat  olarak hangi bayram namazını kılınıyorsa o bayram namazına niyet edilir. İmam ve arkasından cemaat "Allâhü ekber" diyerek iftitah tekbiri*ni alır. Arkasından hep birlikte eller bağlanır ve gizlice "Sübhaneke" okunur. Sonra imam açıktan, cemaat sessizce arka arkaya üç tekbir alır. Her tekbirde eller kulak hizasına kadar kaldırılır ve arkasından aşağıya indirilir. her iki tekbir arasında da üç defa "sübhanallah" diyecek kadar durulur. Üçüncü tekbirin ardından eller bağlanır ve imam gizlice "eûzü besmele" çeker. Arkasından açıktan Fatiha ile zammı sure okur. Bunları okuduktan sonra hep beraber "Allahü ekber" diyerek rukûa gidilir. Normal namazdaki gibi rukû ve secdeler yapıldıktan sonra ayağa kalkılır ve eller bağlanır. Yine imam içinden gizlice besmele çeker. Açıktan Fatiha ve bir zammı sûre okuduktan sonra, tekrar "Allahü ekber" diyerek üç defa tekbir alınır. Her tekbirde, birinci rekatta olduğu gibi eller kaldırılır ve tekbir aralarında yine üç defa 'sübhanallah' diyecek kadar durulur. Tekbir aralarında eller bağlanmayıp aşağıya salıverilir. Dördüncü tekbiri de imam açıktan; cemaat gizli alarak, rukûa giderler. Normal bir namazdaki gibi, rukû' ve secdelerden sonra oturulur. "Ettehıyyatü.." "Allahümme salli ve Bârik" duaları ile "Rabbenâ âtina.." duaları okunduktan sonra iki tarafa selâm verilir. Namaz bu şekilde tamamlandıktan sonra, hatib hutbeye çıkar ve oturmadan, hutbesine başlar. Bayram hutbelerine tekbir ile başlanır. Bayram namazından evvel gerek evde ve gerek camide; bayram namazından sonra da camide nafile namazı kılmak mekruhtur. Eve gelirse kılınabilir. Bayram namazına yetişemeyen kimse, artık onu kaza edemez ve tek başına kılamaz. Dilerse döner gider, dilerse dört rekat nafile namazı kılar.

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.....

  
11525 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi124
Bugün Toplam323
Toplam Ziyaret1647014
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2