• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Mübarek Geceler

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.066234.2027
Euro37.991438.1437
ÖRNEK BİR VAAZ PLANI VE VAAZ DUASI
VAAZ HAZIRLAMA VE SUNMA TEKNİKLERİ
RAMAZAN BAYRAMI VAAZI 3 VE BAYRAM NAMAZININ KILINIŞI

RAMAZAN BAYRAMI 

Müslümanların iki büyük bayramından biri. Ramazan ayında tutulan bir aylık orucun bitiminde Şevval ayının ilk üç günü müslümanların bayram günleridir. Ramazan bayramına, o gün fıtır sadakası verilmesinden dolayı "Fıtır bayramı" adı da verilmektedir.
Resulullah (s.a.s) Medine'ye hicret ettiği zaman Medinelilerin eğlenip neşelendiği iki bayramları vardı. Hz.Peygamber Medinelilere özgü olan, cahiliye izleri taşıyan bu bayramların yerine bütün müslümanların  sevinip eğleneceği İslâm'ın iki bayramını onlara haber verdi: "Allahu Teâlâ size, kutladığınız bu iki bayramın yerine, daha hayırlısını, Ramazan bayramı ile Kurban bayramını hediye etti" (Sünen-i Ebû Dâvud, Salat, 239).

Bayram, Ramazan çıkıp bayramın başladığı Şevval hilalini görmekle, havanın bulutlu olması durumunda da Ramazan'ı otuz gün tutmakla başlar. Ramazan'ın yirmi dokuzunda hilal görünürse, ertesi gün Şevval'in biridir ve bayram yapılır (Sünen-i Ebû Dâvud, 3/306).
Ramazan bayramı, bir aylık oruçtan sonra yeme-içmenin ve her türlü helal nimetten yararlanmanın mübah olduğu; müslümanların eğlenip birbirlerini ziyaret ettikleri, hediyeleştikleri; çocukların, fakirlerin ve kimsesizlerin sadaka verilerek sevindirildiği; kısaca İslâmî kardeşliğin toplumun her kesiminde canlı olarak yaşandığı; bütün bunlarla birlikte Allah'a karşı da sorumluluklarının bilinciyle topluca namaz kılıp birbirine nasihat ettikleri sevinç günleridir.

Ramazan bayramında yapılması vâcib olan fıtır sadakası vermek, bayram namazı kılmak gibi ibadetlerin yanında sünnet, müstehab olanları da vardır. Ramazan'ın ilk gününde oruç tutmak ise haramdır.
Ramazan bayramı sabahı erken kalkıp bayramın canlılığını hissetmek, diğer günlerden farklı bir gün olduğunu görmek, cünüp olsun olmasın guslederek temiz (mümkünse yeni) elbiseler giymek, pis kokulu yiyeceklerden uzak durmak, ağzı misvaklayıp fırçalamak, güzel kokular sürünmek, saçı-sakalı, tırnakları ve vücudun diğer yerlerindeki kılları sünnete uygun bir şekilde temizleyip düzene koymak, İslâm'ın adabından olan güzel şeylerdir ve müstehabtır. Ayrıca fertlerin birbirine karşı diğer günlerden daha fazla güleryüzlü davranması, neşeli görünmek, topluca bayram namazına gitmek; namazdan önce varsa hurma, hurma yoksa tatlı bir şey yemek; bunun da bir, üç, beş gibi tekli olmasına dikkat etmek; namaza giderken Allah'ı zikretmek, karşılaşılan müslüman kardeşlerle selamlaşıp bayram sevincini paylaşmak, bu günü daha bir anlamlı kılacak davranışlardır ve Hz. Peygamber'in sünnetleridir.

Yakın akrabaların birbirini ziyaret edip sorması, ihtiyaç içinde olanlara yardımcı olunması gerekir. Ana-babayı unutmamak, hiç olmazsa bayram  günlerinde kendilerini ziyaret edip gönüllerini almak müslüman evlatların terketmemesi gereken dinî bir yükümlülüktür.
Zengin olunsun fakir olunsun, bayram gününde güç yettiğince sadaka vermek, daha fazla müslümanla karşılaşıp sevinci paylaşmak için namaza gidilen yoldan gelmeyip başka bir yoldan dönmek sünnettir. Sadakaların dışında, üzerlerine vâcib olan müslümanlar, bayram namazından önce "fitre" adı verilen fıtır sadakalarını verirler. Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîlere göre sadaka-i fıtır farz, Hanefi mezhebine göre vâcibdir (Tecrid-i Sarih, Tercümesi, 367).

Bayram namazından sonra müslümanların birbirleriyle bayramlaşıp musâfaha yapmaları, kucaklaşmaları İslâm'ın hoş karşıladığı güzel geleneklerdir.
Sabah namazından sonra bayram namazına kadar hiç bir namaz kılınmaz. Bu konuda İbn Abbâs'tan gelen bir rivâyet şöyledir: "Nebiyyi Ekrem (s.a.s) fıtır bayramı günü yalnız iki rekât kıldırıp ondan evvel de sonra da hiç bir namaz kılmadı..." (Tecrid-i Sarih Tercümesi III, 174).
Bayram namazının cami-mescid gibi kapalı yerler yerine açık alanda, geniş ve düz bir meydanda kılınması sünnettir. Medine'ye bin arşın uzaklıkta bir yer vardı ki buraya "Musallâ" adı verilmişti. Bayram namazları da burada kılınırdı. Ebû Saîd el-Hudrî diyor ki: "Resulullah fıtır bayramı ile kurban bayramı günlerinde Musallâ'ya çıkardı. İlk başladığı şey namaz olurdu. Sonra namazdan çıkıp, cemaat saflarında otururken ayakta onlara dönüp vaaz eder ve istediklerini tavsiyede bulunurdu. Abdullah b. Sâib şöyle anlatır: "Resulullah (s.a.s) ile bayram namazında bulundum. Namazı bitirince; Biz hutbe okuyacağız, dinlemek isteyen otursun dinlesin,   gitmek isteyen de gidebilir" buyurdu (Ebu Davud II, 225).
Bayram namazlarında ezan okunmaz. Bu konuyla ilgili pek çok hadis vardır. Ancak, halkın namazı kaçırmaması için çağrı yapılabileceği yönünde mürsel hadisler de vardır. Örneğin, "Resulullah, bayramlarda essalâtü câmiah (Topluca namaz kılmaya buyrunuz) diye nidâ etmeyi müezzine emir buyurmuşlardır... Dolayısıyla bu rivâyeti kabul edip 'namaza gelin' gibi sözlerle namaza çağırmak mekruh olmaz. Ancak "Hayyaalessalah" gibi ezan cümleleriyle nidâ edilirse bu mekruh olur" (Tecrid-i Sarih, III, 181) diyen âlimler de vardır.
Kadınların bayram namazına gidip gidemeyecekleri konusunda da farklı görüşler vardır.
Peygamberimiz zamanında kadınların bayram namazına gittikleri bir çok sahih hadisle sabit olmuş bir gerçektir. Hattâ şu hadis hayızlı kadınların dahi namaza durmamak şartıyla namaz yerine gidebileceklerini göstermektedir:
Ümmü Atiyye'nin bildirdiğine göre
"Genç, kocaya varmamış kızlara, hattâ hayızlı olanlara varıncaya kadar bütün kadınlar namazgaha çıkar, o günün bereketinden nasiplenmek ümidiyle erkeklerle birlikte tekbir getirir, onlarla beraber dua ederlerdi. Yalnız, hayızlı olanlar Musallanın haricinde kalıp cemaatin tekbir ve dualarında hazır bulunurlar (namaza katılmazlardı)" (Tecrid-i Sarih, III, 183).
Diğer bir rivâyette İbn Abbas diyor ki:
"Resulullah, kadınların hutbeyi işitmediklerini düşünerek Bilâl'i alıp onların yanına geldi, onlara vaaz ederek sadaka vermelerini emretti. Kadınlar küpesini, yüzüğünü Bilâl'in eteğine atıyorlardı" (Sünen-i Ebu Dâvud, Salat, 239,241).

Ramazan bayramının tespiti kamerî aylardan Şevval hilalinin görünmesiyle olduğu için, hilalin görünüp görünmediği hakkında kesin bir sonuca varılamaz da Ramazan orucunun otuzuncu günü, o günün bayram olduğu anlaşılırsa, orucu iftar edip bayram yapmak gerekir. Ancak, bayram namazı öğle vaktine kadar kılınabileceği için, eğer o günün bayram olduğu öğleden önce anlaşılmışsa, bayram namazı hemen kılınır;  yok eğer öğleden sonra oruçlar açılmışsa, ilk gün bayram namazı kılınmaz. İkinci gün kılınıp kılınmayacağı konusunda İslâm âlimleri arasında görüş farklılığı vardır. "Bir grup insan (binek üzerinde oldukları halde)  Resuluüllah'a gelerek, bir gün önce hilali gördüklerine şâhitlik ediyorlardı. Resuûlullah onlara, iftar etmelerini, ertesi sabah da Musallâ'ya gitmelerini emretti" (Sünen-i Ebû Dâvud, II, 227) hadisini delil kabul  eden Hanefi ve Hanbelîler, bayram namazının ikinci günü kılınabileceği görüşündedirler. Şâfiîler bayram  namazını sünnet kabul ettikleri için, onlara göre ikinci günü kılınmaz.
Bayramlarda eğlenmek ve hattâ oyunlar oynamakta bir sakınca yoktur. Ancak, İslâmî kuralları, haramı, helali, utanma duygusunu, ağırbaşlılığı, israfı ve kâfirlere özenip onlara benzememeyi akıldan çıkarmadan,  müslüman şahsiyetine yakışır bir şekilde olmasına dikkat etmek gerekir.

BAYRAM NAMAZLARI
    Müslümanların yılda iki dinî bayramı vardır:
    1) Ramazan Bayramı.
    2) Kurban Bayramı
    Cuma namazı farz olan kimselere, bayram namazlarını kılmak vacibdir. Bayram namazı iki rek'attır. Cemaatla kılınır. Bayram namazlarında ezan okumak, ikamet getirmek yoktur. Bayram hutbesi sünnettir ve namazdan sonra okunur. Cuma hutbesi ise farzdır namazdan önce okunur.
    Diğer namazlardan farklı olarak bayram namazlarının birinci rek'atında üç, ikinci rek'atında da üç kere olmak üzere fazladan altı tekbir alınır. Bunlara "Zevaid tekbirleri" denir. 
    Bayram Namazlarının Kılınışı
    Ramazan Bayramı Namazı:
   Birinci rek'at:
1) Cemaat düzgün sıralar hâlinde imamın arkasında yer alır ve "Niyet ettim Allah rızası için Ramazan Bayramı namazını kılmaya, uydum imama" diye niyet eder.
2) İmam "Allahü Ekber" deyip ellerini yukarıya kaldırınca, cemaat de imamın peşinden "Allahü Ekber" diyerek ellerini yukarıya kaldırıp göbeği altına bağlar.
3) Hem imam, hem de cemaat gizlice "Sübhâneke"yi okur. Bundan sonra üç kere tekbir alınır. Tekbirlerin alınışı şöyledir:
Birinci Tekbir: İmam yüksek sesle, cemaat da onun peşinden gizlice "Allahü Ekber" diyerek (iftitah tekbirinde olduğu gibi) ellerini yukarıya kaldırıp sonra aşağıya salıverirler. Burada kısa bir süre durulur.
İkinci Tekbir: İkinci defa "Allahü Ekber" denilerek eller yukarıya kadırılıp yine aşağıya salıverilir ve burada da birincide olduğu kadar durulur.
Üçüncü Tekbir: Sonra yine "Allahü Ekber" denilerek eller yukarıya kaldırılır ve aşağıya salıverilmeden bağlanır.
4) Bundan sonra imam, gizlice "Eûzü-Besmele", açıktan fatiha ve bir sûre okur. (Cemaat bir şey okumaz, imamı dinler.)
5) Rükû ve secdeler yapılarak ayağa (İkinci rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır.
İkinci Rek'at:
6) İmam gizlice Besmele, açıktan da fatiha ve bir sûre okur. Sûre bitince imam yüksek sesle, cemaat da içinden (birinci rek'atta olduğu gibi) üç kere daha tekbir alır, üçüncü tekbirden sonra eller bağlanmadan, dördüncü tekbir ile rükûa varılır sonra da secdeler yapılarak oturulur.
7) Oturuşta, imam ve cemaat, "Ettehiyyatü, Allâhümme salli, Allâhümme bârik ve Rabbenâ âtina..." duasını okuyarak önce sağa, sonra sola selâm verip namazı bitirirler. Namazdan sonra hutbe okunur.

   

  
11038 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi118
Bugün Toplam302
Toplam Ziyaret1646993
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2