• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Mübarek Geceler

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.066234.2027
Euro37.991438.1437
ÖRNEK BİR VAAZ PLANI VE VAAZ DUASI
VAAZ HAZIRLAMA VE SUNMA TEKNİKLERİ
KADİR GECESİ VAAZI

KADİR GECESİ

Yüce Rabbimizin güzel isimlerinden biri de el-Kuddûs’dür. Bu isim kendisi bizzat mukaddes/ kutsal olan, kutsal kılma yetkisini de yalnızca kendi elinde bulunduran demektir. İşte bu isminin tecellisiyle yüce Rabbimiz bazı kişilere hemcinslerine nispetle üstünlük vermiştir. Yine bazı zaman ve mekanları diğerlerine nispetle efdal kıldığı bir gerçek... Bu düşünceyi somutlaştıracak olursak şöyle diyebiliriz. Hz. Muhammed Mustafa (sav.)’yı alemlere rahmet kılması, Mekke’yi Ümmü’l Kurâ /Şehirlerin anası, Medine’yle birlikte her ikisini harameyn yani haram beldeler olarak belirlemesi ve Kadir Gecesi’ni bin aydan hayırlı bir gece olarak takdir ve takdis etmesi kaynaklarımızda mevcut olan örneklerdir. Değerli Mü’minler, Hiç düşündünüz mü, asla zulmetmeyen , adaleti emreden , mizanı / dengeyi yaratan Allah Zülcelal hazretleri ne diye bazı kişilere, bazı yerlere ve bazı zamanlara diğerlerine nazaran üstünlük / fazilet bahşediyor? O, adaletsizlik yapmayacağına, indinde rüşvet vs. gibi süflî şeyler karşılığında rütbe elde edilemeyeceğine göre acaba bu farklılık nereden kaynaklanmaktadır. Yoksa ‘insanın aklının ermeyeceği şeylerdir bunlar, çünkü o kainatı yok iken var edendir ve dilediğini yapar’ deyip susmalı mıyız? Hayır Sevgili Mü’minler!.. Hak ve hakikat odur ki Allah her şeyi bir düzene, indindeki bir kurala, ‘Sünnetullah’ dediğimiz kendi kurallarına göre takdir ve tedbîr eder. Hani prensiplerinden taviz vermeyen insana ‘ilkeli insan’ denir ya!.. İşte Allah en ilkeli varlıktır. Çünkü o Yüce Kitabında “ ولن تجد لسنة الله تبديلا ” “...sen O’nun prensiplerinde, kanun ve nizamında bir değişiklik bulamazsın” buyuruyor. Öyleyse bizler bu sonuca varmakla İslam kültürünün, İslam’ın ana kaynaklarının bizi götürdüğü şeyleri ifade etmiş oluyoruz. Elbette her şeyin en doğrusunu Allah bilir. Biz ise Abdullah b. Mesud (r.a) efendimizin dediği gibi düşüncemizde isabet etmişsek bu Rabbimizden, hata etmişsek Şeytanın vesvesesinden ve kendi nefsimizdendir. Ancak öyle görünüyor ki, Allah bazı şeylere, hemcinslerine göre üstünlük bahşetmiş ise bu üstünlük onun birtakım özelliklerine binaendir. Mesela Yüce kelamını peygamberlere getiren Cebrail, Kur’an’da diğer melâikeye göre daha çok zikredilmekte ve övülmektedir. O kelamı insanlara öğreten, anlatan, yaşatan Peygamber, Kur’an’da “alemlere rahmet” olarak nitelendirilmekte , vahyin iniş merkezi olan Mekke, “ilk kurulan mubarek bir şehir” ve “şehirlerin anası” diye yad edilmektedir. Değerli Kardeşlerim, İşte Kadir gecesinin bin aydan hayırlı oluşu da Kur’an’dan kaynaklanmaktadır. Çünkü Kur’an o gecede inmiştir. Ramazan, işte bu yüzden Kur’an ayıdır. O ay, diğer aylara nazaran, Kur’an’ın insanların elinden ve dilinden, daha da önemlisi gönlünden düşmemesi gereken bir aydır. Hani Aişe validemize soruyorlar Hz Peygamber’in ahlakı nasıldı diye, şu cevabı veriyor: “Siz Kur’an okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kur’an’dı”. O, Kur’an’ı sadece diliyle değil, her şeyiyle ortaya koyuyor, yaşıyor, yaşatıyor ve böylece alemlere rahmet olma özelliğini üzerinde taşıyor. İşte bu ay da böyle bir ahlâkın süslediği, mücehhez kıldığı hayata bir başlangıç noktasıdır. Geçmişten, Kur’ansızlıktan kurtulma ayıdır. Ve nihayet bu ayın son on günü geldiğinde yirmi gündür devam eden Kur’ansızlıktan kurtulmuşluğun verdiği erdem ve huşû ile Rabbin karşısına çıkarak geçmişi sildirme anıdır. İşte o an, bu gayrete sahip kişiler için bin aydan hayırlıdır. Çünkü artık her şeyi bu an değiştirmiş, geçmişi yok etmiş, geleceği yeni doğan gün gibi berrak ve temiz, tertemiz kılmıştır. Öyleyse bu Kur’an nedir, nasıl idrak edilir? Hani İstiklâl Marşımızın müellifi Mehmet Akif diyor ya: Ya açar bir bakarız Nazmı Celîl’in yaprağına, Ya da üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okumak, ne de fal bakmak için. Gerçekten Kur’an’ın günümüzden şikayetini ne güzel özetlemiş değil mi? Bilelim ki Kur’an ölüleri ihya etmek için değil, ölmüş gönülleri diriltmek, ihya etmek için, paslanmış dimağları bu illetten kurtarmak için indirilmiştir. Hani Sevgili Peygamberimiz sav. “boğazından aşağıya, yani gönlüne indiremeyen Kur’an okuyucularından bahseder ya ... Okudukları Kur’an onlara Peygambere itaati, Müslüman’ın kanının haramlığını, daha doğrusu Allah’ın helal ve haramlarına saygıyı öğretememiş...” İşte bu duruma ne kadar da açık bir şekilde ışık tutuyor. Çok lezzetli bir yiyeceği ağzınıza alır, çiğner durursunuz da bir türlü yutamaz ve onun vereceği lezzetten, vitamin ve gıdadan istifade edemezsiniz ya... İşte bu da öyle... Değerli Mü’minler. Kur’an insanı böyle berrak bir yolda yürümeye çağırıyor, davet ediyor ama, zora talip olmamızı istiyor. Öyle ya onun emirleri nefsin istekleri ve dünyanın cazibesiyle birbirine muhalifler. Bu durumda siz eğer zora talip olmuşsanız, gayet tabi herkes çalıp çırparken, üç günlük dünyasını temine çalışırken siz kendisi için istediğini başkaları için de istemedikçe kamil manada mü’min olmayacağınız ve kıyamayacağınız şeylerden infak etmedikçe Allah indindeki iyi seviyeye nail olamayacağınız korkusu ve endişesiyle karşı karşıyasınız. İnsanlar oturmuş kulislerde boş sözlerle dedikodu, gıybet ve iftiranın farkına dahi varmadan zirvesinde dolaşırken, siz bir mü’min olarak ya hayır konuşulacak veya susulacak , ya günah , düşmanlık ve Allah ve Rasûlüne itaatsizlik doğuracak şeylerden uzak durup insanlar içerisinde iyilik ve Allah’a karşı sorumluluk bilincini aşılayıcı şeyler konuşulacak ya da kulis yapılmayacak prensibiyle donanımlı olduğunuzdan ölü kardeşinin etini tadıyormuşçasına bozuluyorsunuz. Başkaları kendisinin ve çoluk çocuğunun istikbali için başkalarının hak ve hukukunu çiğner, kamu malını, tüyü bitmemiş yetimin hakkına tecavüz ettiğine aldırmadan çarçur ederken veya yerken siz gerçek istikbali, ahiret alemindeki saadetinizi tefekkür ediyor ve Hz. Ömer gibi kendi işinizde kendi mumunuzu yakıyorsunuz. Değerli Kardeşlerim, Bu örnekler saymakla bitmez. Ancak inanan ile inanmayan arasındaki farkın gün gibi açık olduğunu görüyorsunuz. Sizlere rabbimizin ifadesiyle sonucu, yani iyi bir geleceği ve kötü bir geleceği haber vereyim: “ O gün dünyada yaptıklarının yazılı olduğu amel defteri sağ tarafından verilen kimse:“alın, işte bakın ve okuyun amel defterimi! Çünkü ben bu güne kavuşacağımı biliyordum ve ona göre davrandım, bu güne hazırlandım” diyecektir. İşte o kimse artık hoşnut olacağı bir hayatı yaşamaktadır. O gün, dünyada yaptıklarının yazılı olduğu amel defteri sol tarafından verilen kimse ise şöyle der: “ keşke amel defterim verilmeseydi. Ben hiç hesap vereceğime inanmıyordum ve ona göre yaşadım. Keşke ölüm her şeyin sonu olsaydı da ondan sonra hiçbir şey olmasaydı. Çünkü malım, çektiğim şu sıkıntıları gideremedi, beni kurtaramadı. Dünyadaki sultanlığım, gücüm-kudretim yok artık.” Kadir Kelimesinin Anlamı: Gecemizin ismini aldığı kadir kelimesi çeşitli manalara gelir: - Allah’ın onaylayıp yürürlüğe koyduğu şeyler kastedilmektedir. - Takdir etmek demektir. Takdir ise bir şeyi ne fazla ne eksik olmaksızın yerli yerince yapmaktır. " إنا كل شيء خلقناه بقدر" “Biz her şeyi bir takdir ile yarattık.” ayetinde olduğu gibi. Alimler bu geceye şu sebeplerle Kadir Gecesi dendiğini söylemişlerdir:

1- Bu gece işlerin ve hükümlerin takdir edildiği gecedir. Nitekim Duhan sûresi 4 ve 5. ayetlerde “ فيها يفرق كل أمر حكيم أمرا من عندنا... ” “Her hikmetli iş nezdimizde bir emir ile o gece ayrılır” buyrulmaktadır.

2- Azamet ve şeref sahibi gece anlamına gelir. “Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır” ayeti bunun delilidir. Bu, şu iki anlama gelebilir: - Kim o gecede taatta bulunursa kıymetli ve şerefli olur. - O gecede yapılan taatlerin kadr u kıymeti pek yüce olur, demektir. Bu geceye Kadir Gecesi denilmesi, o gecede kıymeti bir kitabın, kıymetli bir meleğin kıymetli bir ümmete inmesindendir de denilmiştir.

3- Darlık gecesi anlamındadır. Çünkü o gece yeryüzü inen melekleri alamamakta, onlara dar gelmektedir. Allah Teala’nın bu geceyi gizli tutması çeşitli sebeplere binaen olabilir:

1- Allah, insanlar, emir ve yasaklarına her zaman uysunlar diye ölümü nasıl gizli tutmuş ise Ramazan’ın tüm gecelerini tazim etsinler, ihya etsinler diye bu geceyi saklı tutmuş olabilir.

2- İnsanlar bu geceye güvenip de günah işlemesinler diye veya en azından bile bile işlemesinler diye gizli tutmuş olabilir.

3- Mükellef o geceyi araştırmada iyice gayret göstersin ve böylece gayretine karşılık mükafat kazansın diye gizli tutulmuş olabilir. Kadir kelimesinin manasında, takdir etmek, belirlemek , değer biçmek de olunca bu gecede kısmetin düzenlenip bozulduğunu söyleyen alimler vardır. Nitekim “katımızdan bir emir olarak her hikmetli iş o gecede düzenlenir, belirlenir” , “melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle inerler. O gece her iş fecrin doğuşuna kadar selamettir, esenliktir” buyrulmaktadır. Bu ayetlerle o gece fecre kadar takdir edilecek her işin selamet ve esenlik, yani hikmetli, yerli yerince olacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu gecede düzenlenen işlerin şerlisi olmaz. Bir toplumun musibete uğraması söz konusu olacaksa onda dahi bir hayır vardır. Yani insanlık için, bu cezayı hak ettikleri için veya musibete uğrayan insanları böylece imtihan etmek, denemek ve sonucunda hayırla mükafatlandırmak için bu şekilde bir takdir söz konusu olabilir. Elbette biz insanlar bu tür olaylara üzülürüz, Allah’a bu tür olaylardan bizleri muhafaza etmesi için dua ve niyazda bulunuruz. İşlerin akıbetini, neye çıkacağını en iyi bilen Rabbimizdir. Bizlere hoşnut olacağımız, başımıza geldiğinde üzülmeyeceğimiz, sonuç itibariyle de hayrımıza olan şeyler versin... Bütün kötü şeylerden ve afetlerden selamet anlamında olduğunu söyleyen alimler de vardır. Melekler hep mutluluk ve esenlik veren şeyler indirdiklerini zararlı şey indirmediklerini ifade ederler. O gecede inen her şey onun için SELAM’dır. Kimi ulema ise “SELAM, o gece fırtınalardan afetlerden ve eziyetlerden uzak bir gecedir” anlamındadır derler. Kadir Gecesinin Zamanı: Değerli Mü’minler! Kadir Gecesi’nin zamanını ifade eden pek çok hadis vardır. Ancak bu hadisler farklı farklıdır. Aralarındaki bu farklar ise çelişki manasına anlaşılamaz. Bu, umum-husus, genel ve özel olma gibi bir ilişkidir. Bu rivayetleri özet olarak zikredelim, ancak konuyla doğrudan ilişkisi olan ayetlerle başlayalım.

1- Allah Teala şöyle buyuruyor: “Ramazan, Kur’an’ın, insanığa bir rehber, hidayete ulaşmanın apaçık delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü olarak indirildiği bir aydır.” Ayetten açıkça anlaşılıyor ki Kur’an Ramazan ayında inmiştir.

2- Biz Kur’an’ı Kadir Gecesi’nde indirdik.” Ayetten anlaşılıyor ki Kur’an, Ramazan ayında ve Kadir Gecesinde indirilmiştir. Öyleyse Kadir Gecesi Ramazan ayının gecelerinden bir gecedir.

3- Hz. Ömer (ra) diyor ki: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Bakıyorum da kiminiz rüyasında Kadir Gecesi’ni, Ramazan’ın ilk yedisinde, kiminiz ise son yedisinde görüyor. Onu Ramazan’ın son on gününde arayınız.”

4- Ubade b. Samit (ra) diyor ki: Rasûlullah (sav) Kadir Gecesi’ni haber vermek için çıktı. Baktı ki iki Müslüman birbirlerine kaba sözler söylüyorlar, sövüşüyorlar. Şöyle buyurdu: “Size Kadir Gecesi’ni haber vermek için çıkmıştım. Şunlar birbirlerine sövüyorlardı. O yüzden bu haber verme izni veya o konudaki bilgi Allah tarafından kaldırıldı. Belki de bu sizin için daha hayırlıdır. Siz onu yedinci, dokuzuncu ve beşinci günlerde arayın.”

5- Abdullah b. Ömer (ra) diyor ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününde arayın. Eğer güçsüz ve aciz olursanız son yedi günde arayın.” Aişe validemiz (ra) diyor ki: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününün tek gecelerinde arayın.” Übey b. Ka’b (ra) diyor ki: “Vallahi ben Kadir Gecesi kesin olarak biliyorum. O, Rasûlullah (sav)’ın bize ihya ve ikame etmemizi emrettiği gecedir ki o da yirmi yedinci gecedir.” Nasıl İhya Edelim: Hakkında Müstakil bir sure inzal buyrulan ve pek çok hadis irad olunan bu gecenin hangi gece olduğunu Sahabe-i Kiram efendilerimiz çok merak etmişler, o geceyi iştiyakla aramışlar. Rivayetlerden bunu açıkça görebiliyoruz. Nitekim pek çoğunun rüyalarında dahi görmüş olduğunu, zikrettiğimiz hadislerde müşahede ettik. Peki kadr ü kıymeti bu kadar büyük olan bir geceyi nasıl idrak etmeli? Ebû Hureyre (ra)’den rivayetle Rasûlullah Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim Kadir Gecesi’ni, imanla kendini Allah’a vererek ve mükafatını da yalnız Allah’tan bekleyerek geçirirse geçmiş günahları bağışlanır” . Âişe validemiz (ra): “Ey Allah’ın Peygamberi, Kadir Gecesi’ne rastlarsam nasıl dua edeyim?” diye sordu. Rasûlullah (sav.) de şöyle buyurdu: “Allahım, sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” Demek ki bu gecede her gecekinden daha fazla kendimizi Allah’a vermeli, riyadan, kibirden uzaklaşıp canı gönülden onun önünde diz çökmeli, boyun büküp yalvarmalıyız. Evvela günahlardan arınmak için yalvarmalıyız. Sonra tüm Müslümanlar için, onun dinine yardımcı olanlar için, tüm insanlığın hidayeti için niyazda bulunmalıyız. Onu incitecek şeylerden uzak duracağımıza söz vermeli ve sözümüzde sadık olmaya azami gayret göstermeliyiz. Sohbetimizi Peygamber Efendimizin (sav.) Hz. Aişe (r.a) validemize öğrettiği dua ile bitirelim; “Allah’ım, sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, bizleri de affet”. Âmin.

  Yunus 10/44
  Nahl 16 /90
  Rahman 55/7,9
  Fetih, 48/23
  Nesai, Nikah, 3305.
  Bakara 2/ 97,98
  Enbiya 22/107
  Al-i İmran 3/96;Şûrâ 42/ 7
  Ahmed b. Hanbel, Müsned,23460
  Buhari, Ahadisu’l-Enbiya, 3095
  Buhari, İman, 12
  Al-i İmran 3/192
  Buhari, Edeb, 5559
  Mücadele,58/7-9
  Hucurat 49/12
  Hakka, 69/19-29
  Kamer 54/49
  Kadir, 97/3
  Duhan, 44/4-5
  Kadir, 97/4-5
  Razi , fahruddin, tefsiri kebir  (terceme), c. 23, s. 280-295.
  Bakara 2/185
  Kadr 97/1
  Buhari, Ta’bir,6476; Müslim,Sıyam,1988
  Buhari, İman, 47
  Müslim, Sıyam,1989
  Buhari, Salatü’t-Teravih,1878 ; Müslim, Salatü’l-Müsafirin ve Kasruha,1370 ; Tirmizi, Savm,722
  Müslim, Salatü’l-Müsafirin ve Kasruha,1373   
  Buhari, İman,34
  İbn Mace, Dua, 3840 

Hazırlayan: Naci YALÇINKAYA

  
33556 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi99
Bugün Toplam254
Toplam Ziyaret1646945
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2