• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Mübarek Geceler

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.066234.2027
Euro37.991438.1437
ÖRNEK BİR VAAZ PLANI VE VAAZ DUASI
VAAZ HAZIRLAMA VE SUNMA TEKNİKLERİ

İBADET BİLİNCİ VE HAC İBADETİ SUNUM SEMİNERİ

HAC EĞİTİM SEMİNERLERİ BAŞLIYOR

İBADET BİLİNCİ VE HAC İBADETİ SUNUM SEMİNERİNİ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Hac eğitim seminerleri başlaması dolayısıyla sitemize hac ile ilgili yazı ve sunumlar eklenmiştir.


İBADET BİLİNCİ

Alem­le­rin ya­ra­tı­cı­sı Al­lah'u Zül­ce­lal Haz­ret­le­ri bu­yu­ru­yor: ''Ben cin­le­ri ve in­san­la­rı an­cak ba­na iba­det et­sin­ler di­ye ya­rat­tım.'' (Za­ri­yat Su­re­si, [51:56]) İş­te bu aye­ti ke­ri­me, biz in­sa­no­ğul­la­rı­nın ya­ra­dı­lış ga­ye­si­ni an­lat­mak­ta­dır.

Ge­nel an­lam­da her­şey ve her­kes Al­lah’a Kul’dur. ''Ye­di gök, yer ve bun­lar­da bu­lu­nan her­kes O'nu tes­bih eder. O'nu öv­gü ile tes­bih et­me­yen hiç­bir şey yok­tur. Ne var­ki siz, on­la­rın tes­bih­le­ri­ni an­la­maz­sı­nız. O, Ha­lim­dir, ba­ğış­la­yı­cı­dır.'' (İs­ra Suresi, [17:44]) aye­ti bu­nu ifa­de et­mek­te­dir.

Özel an­lam­da ise iba­det, biz in­sa­no­ğul­la­rı için, di­nin emir­le­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­mek üze­re, ye­rin­de, za­ma­nın­da, ge­rek­ti­ği gi­bi, ga­ye­ye uy­gun, bi­linç­li ve is­ti­ka­met üze­re ya­pı­lan amel­ler ve ta­at­lar­dır. Al­lah (c. c.) yi­ne bu­yu­ru­yor ki, ''Ey in­san­lar! Si­zi ve siz­den ön­ce­ki­le­ri ya­rat­mış olan Rab­bı­nı­za iba­det edin.'' (Ba­ka­ra Suresi,[2:21])

İba­de­tin en te­mel il­ke­si ise, yal­nız­ca ve yal­nız­ca Al­lah'a iba­det et­mek­tir.''Rabb’in ken­di­sin­den baş­ka­sı­na  iba­det et­me­me­ni­ze hük­met­ti.'' (İs­ra Suresi, [17:23]) Ve yi­ne bu­yu­ru­yor ki, ''. . . Ar­tık her kim Rab­bi­ne ka­vuş­ma­yı umu­yor­sa, iyi iş yap­sın ve Rab­bi­ne iba­det­te hiç bir şe­yi or­tak koş­ma­sın.''(Kehf Suresi, [18:110])

Bir­çok müs­lü­man bu bi­linç­ten yok­sun ol­du­ğu için,  ma­ale­sef yap­tık­la­rı iba­det­le­rin ne­ti­ce­si­ni el­de ede­mi­yor­lar. Bu­nun se­be­bi ise, iba­det­le­rin ne­ti­ce­si, hem dün­ya­da ha­se­nat (gü­zel­lik­ler) hem de ahi­ret­te ha­se­nat iken, müs­lü­man­lar ne acı­dır  ki, hem dün­ya­da hüs­ran, hem de bu gi­diş ve an­la­yış­la Al­lah mu­ha­fa­za bu­yur­sun, ahi­ret­te hüs­ran­la kar­şı kar­şı­ya ka­la­cak­lar­dır. Çün­kü müs­lü­man­lar, ab­dest­siz na­maz ol­ma­ya­ca­ğı­nı bi­lir­ler, na­maz­da iken ab­des­tin bo­zul­ma­sıy­la na­ma­zın da bo­zu­la­ca­ğı­nı yi­ne bi­lir­ler. An­cak iti­kad ve iman­da öy­le bo­zuk­luk­lar mey­da­na gel­miş ki, o bo­zuk­luk­lar­la iba­det­le­rin ta­ma­mı bo­zu­lu­yor da hiç umur­sa­mı­yor­lar. Bun­lar­dan sa­de­ce bir­ka­çı­nı ha­tır­la­tı­cı un­sur ol­ma­sı için zik­ret­me­yi uy­gun bu­lu­yo­rum.
Bun­lar­dan en baş­ta bi­lin­me­si ge­re­ke­ni ise, iba­det ve­ya ya­pı­lan gü­zel iş­ler­de, Al­lah’ın rı­za­sın­dan baş­ka her­han­gi bir ni­ye­tin ve­ya ga­ye­nin ta­şın­ma­ma­sı­dır. Bu ga­ye, bir in­san ola­bi­lir, dün­ya­lık bir men­fa­at, bek­len­ti ve­ya ri­ya ola­bi­lir. Bu gi­bi şey­ler, iba­de­tin ip­ta­li­ne yol açar.

Bu ör­nek­ler­le ye­ti­ne­rek de­mek is­te­rim ki, Al­lah'a iba­de­ti en gü­zel bir­şe­kil­de, ta­di­li er­ka­na uy­gun, gö­ren­le­ri gıp­ta et­ti­re­cek de­re­ce­de gü­zel­lik­te yap­tı­ğı hal­de, iba­de­te baş­ka bir ga­ye ka­rı­şır­sa, o za­man, o şe­kil gü­zel­lik­le­ri­nin hiç bi­ri­si ge­çer­li sa­yıl­maz. Çün­kü, na­ma­zın sa­hih ol­ma­sı için kıb­le ne ise, iba­det­ler­de ve sa­lih amel­ler­de ni­yet ve ga­ye de odur. Ki­şi­nin kal­bi ve ru­hu iba­det ve yap­tı­ğı gü­zel iş­ler­de Al­lah’ın rı­za­sın­dan baş­ka yön­le­re yö­ne­lir­se, ni­ye­tin ve ga­ye­nin kıb­le­si de­ğiş­miş olur. İn­san bi­le bi­le kıb­le­ye ar­ka­sı­nı dö­ne­rek, sa­bah na­ma­zı­nın iki re­kat far­zı­nın ye­ri­ne iki mil­yon re­kat kıl­sa, sa­bah na­ma­zı­nı kıl­mış olur­mu? El Ce­vap: Ha­yır! Yan­lış is­ti­ka­met­te­ki iki mil­yon re­kat na­maz, doğ­ru is­ti­ka­met­te­ki iki re­ka­tın ye­ri­ni dol­du­ra­mı­yor.

Yi­ne müs­lü­man bir ki­şi, iba­det­le­rin bü­tün ge­rek­li­lik­le­ri­ni ye­ri­ne ge­ti­re­rek yap­tı­ğı hal­de gün­lük ya­şa­mın­da, alış ve­ri­şin­de, ti­ca­re­tin­de İs­lam’ın ge­tir­di­ği il­ke­le­ri göz önün­de bu­lun­dur­mu­yor­sa, aki­be­ti ay­nı olur. Üm­me­tin bir par­ça­sı ol­du­ğu hal­de, üm­me­tin so­run­la­rıy­la hem hâl ol­ma­yan, dert­le­ri­ni dert edin­me­yen, ba­na do­kun­ma­yan yı­lan bin ya­şa­sın man­tı­ğıy­la ha­re­ket eden ki­şi­nin du­ru­mu da ay­nı­dır. İş­te müs­lü­man­la­rın çık­ma­zı ma­ale­sef bu­dur. Üm­met-i Mu­ham­med (s.a.v.) bun­ca iba­det­le­ri­ne rağ­men bir tür­lü if­lah ol­mu­yor­sa, iba­det bi­lin­cin­den çok çok uzak­lar­da olu­şun­dan­dır.

Özet­le­ye­cek olur­sak de­riz ki, müs­lü­ma­nın bü­tün iba­det­le­ri sa­de­ce ve sa­de­ce Al­lah rı­za­sı üze­ri­ne bi­na edi­len, dün­ya­da­ki var­lık ga­ye­si­ne uy­gun, gü­nah­la­rı­na kef­fa­ret ola­cak şe­kil­de, ahi­re­ti için bir ya­tı­rım, geç­miş­le­ri için bir sa­da­ka-i ca­ri­ye ol­ma­lı­dır. Müs­lü­man, ge­le­cek nes­li için ade­ta bir te­mi­nat ola­cak bir iba­det bi­lin­ci ile iba­det gö­re­vi­ni ye­ri­ne ge­tir­me­li­dir. 

İba­det bi­lin­ci de­mek, iba­de­tin ih­san de­re­ce­sin­de ol­ma­sı de­mek­tir. İş­te iba­det bi­lin­ci, Ra­su­lul­lah efen­di­mi­zin (s.a.v.)  şu söz­le­rin­de özet­le­ni­yor: ''İh­san: Al­lah'a O'nu gö­rü­yor­muş­sun gi­bi iba­det et­men­dir. Zi­ra sen O'nu gör­mü­yor­san da O se­ni gör­mek­te­dir.'' Al­lah (c.c.) iba­det­le­rimizi kabul edeceği ibadet­ler­den ey­lesin. Nefis­lerimizi ve nesil­lerimizi ıs­lah et­sin.

HACC

Hac, İslâm’ın beş esasından birisidir. Hem malî ve hem de bedenî bir ibadettir.
Hac, kelime olarak, “yönelmek, kasdetmek, bir kimseyi ya da bir yeri çokça ziyaret etmek” anlamlarına gelir.

Dini bir terim olarak hac, “Belirli bir zamanda usulüne uygun olarak ihrama girdikten sonra Arafat’ta vakfe yapmak, Kâbe’yi tavaf ederek ziyaret etmek ve diğer bazı dini görevleri yerine getirmek” suretiyle yapılan ibadeti ifade eder. Bu ibadeti yerine getirene hacı denir.

Hac, hicretin IX. yılında farz kılınmıştır. Haccın farz olduğu hükmü, Kur’an ve Sünnette bildirilmiştir. Bu konuda tüm müslümanlar görüş birliği içerisindedirler. Kur’an-ı Kerîm’de, “Gitmeye gücü yetenlerin Kâbe’yi haccetmeleri insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır.” buyurulmuştur. Hz. Peygamber de, ‘İslâm beş temel esas üzerine kurulmuştur. Bunlar, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın peygamberi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır.’ buyurmaktadır.

Hac, bilindiği şekliyle Hz.İbrahim’e kadar uzanan bir ibadettir. Kur’an ve hadisler bize, Hz.İbrahim’in haccından, insanları hacca çağırmasından bahsetmekte, (Hac 22/27-28) Kâbe’nin ve hac menasikinin tarihçesine işaret etmektedir

 

3048 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi51
Bugün Toplam396
Toplam Ziyaret1647087
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2