• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Mübarek Geceler

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.066234.2027
Euro37.991438.1437
ÖRNEK BİR VAAZ PLANI VE VAAZ DUASI
VAAZ HAZIRLAMA VE SUNMA TEKNİKLERİ

HZ.PEYGAMBER VE İNSAN ONURU SUNUM VAAZI

Kutlu Doğum ve Cuma Sunum Vaazı

 

HZ.PEYGAMBER VE İNSAN ONURU SUNUM VAAZINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ. 

 

And olsun ki Biz, âdemoğullarını/insanları mükerrem/onurlu kıldık. Onları, karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; onları, yarattıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık.” (İsra, 17/70.)

 

Allah Teala insanı mükerrem, şerefli ve onurlu olarak yaratmış ve bu yüzden diğer varlıklardan üstün olarak yaratmiştır.

Onur ya da şeref, değerli ve erdemli olma hâlidir. Onur, izzetinefis, şeref, saygı, itibar haysiyet;  kişinin kendisinde kabul ettiği öz değerler dolayısıyla başkalarının duyduğu saygının dayandığı kişisel değer olarak tarif edilmektedir.

İnsan onuru deyince insana ait, diğer canlılardan onu farklı kılan özellikler ve durumlar akla gelir. İlk insanın dünyaya gelişinden itibaren bu değer söz konusudur.

Din, insan onur ve haysiyetin korunmasına, saygı duyulmasına yönelik prensipler sunmuş;  bütün peygamberler de insan onurunun zedelenmemesi için mücadele etmişlerdir.  Tarihî süreç içerisinde insanlar, kendilerine gösterilen istikametten çıkarak, insanlar zulüm derecesinde haksızlıklara, insani olmayan muamele ve aşağılanmalara maruz kalmışlardır. Allah (c.c) dinden uzaklaşan ve insanlığını kaybeden beşere her zaman rahmet etmiş ve bu şerefi kendisine tekrar kazandırmak için peygamberler göndermiştir.

İnsan, Allah’ın en güzel eseri olması bakımından değerlidir. Her insan, insanlığın onurlu bir ferdi olarak toplumda yer almak ve bu şekilde tanınmak ister. Her inancın ve dünya görüşünün, kendi değer yargılarına göre bir onur ve şeref ölçüsü vardır. Kimi, mal, mülk ve servetle, kimi şöhretle, kimi üst düzey makamla, kimi kariyerle, kimi ailesi, memleketi ve ırkı ile kimi de inancı ve inancına uygun bir yaşam tarzı ile onurlanmak ister.

Kur’an, öncelikle insanın konumunu ortaya koymuş ve  "Sizi yeryüzünde halifeler yapan O’dur." (Fatır,35/39.) buyurmuştur. Allah’ın meleklere; “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.” (Bakara;2/30.) demesi ve insanın yeryüzünün halifesi olması, şereflerin en büyüğüdür.

İnsanın halife oluşu Allah’ın insana şeref bahşederek lütufta bulunması olarak izah edilir.  Allah, “And olsun ki, biz insanoğlunu şerefli kıldık, onların karada ve denizde gezmesini sağladık, temiz şeylerle onları rızıklandırdık, yaratıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık.” (İsra, 17/70.) buyurarak insana verdiği farklı özellik ve ikramlarla lütfettiği değeri, şerefi açık açık zikretmiştir.

 

Peygamberimiz (s.a.s.) Veda Hutbesi’ne, insan onuruna, can ve mal dokunulmazlığına dikkat çekerek başlamıştır: “Şüphesiz şu beldeniz (Mekke), şu ayınız (hac), şu gününüz (arife) nasıl haramsa (korunmuşsa),  kanlarınız ve mallarınız da birbirinize haramdır. (Her türlü tecavüzden korunmuştur.)” (Müslim, Hac, 147.) Veda Hutbesi, insan onurunu temel hak ve hürriyetleri teminat altına alan bir manifesto hükmündedir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) muhatap olduğu herkesle yakından ilgilenir, onlara değerli oldukları hissiyatını verirdi. Sahabenin sıradan gördüğü bir şahsın dahi onun yanında bir değeri vardı. Allah Rasulü, Mescid-i Nebevi’yi gönüllü olarak temizleyen yaşlı bir hanımı birkaç gün göremeyince, nerde olduğunu sorar. Vefat ettiğini duyunca, “Bana haber vermeniz gerekmez miydi?” diyerek sitem eder ve gidip o hanımın mezarı başında dua eder. (Buhari, Cenaiz, 66.) Peygamberimiz sadece arkadaşlarına karşı değil, başka din mensuplarına da saygılı davranmıştır. Bir seferinde Allah Rasulü ashabı ile birlikte açık alanda otururken yanlarından cenaze geçer. Allah Rasulü ayağa kalkar. Sahabeden biri, “Ama ya Rasulallah! O bir Yahudi cenazesiydi.” deyince Peygamberimiz, “O bir insan değil mi?” demiştir. (Buhari, Cenaiz, 50; Müslim, Cenaiz, 24.) İnsana insan olduğu için saygı göstermek ahlaki bir erdemdir. Saygılı olan saygı görür.

Cahiliye Dönemi insanlarının onur ve itibarda değer ölçüsü, kabileleri, kabilelerinin kişi sayısı, develeri ve biriktirdikleri servetleri idi. Müşrikler, kabileleri ve kabilelerine mensup kişilerin sayıları ile övünüyorlardı. (bkz. Tekasür, 102/1-2.) Zayıfın toplumda hiçbir kıymeti yoktu. Mehmet Akif o günkü insanın güçsüze yaklaşımını şöyle açıklıyor:

Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta

Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi.

İslam insanlığı, onurunu gücünden alan cahiliye anlayışından, gücünü onurundan olan insani bir anlayışa yükseltmiştir. 

İnsanlık kavramı; insan onurunu, insanın izzet ve şerefini, haysiyetini, hak ve hürriyetini ifade eder. Onurun olmadığı yerde ahlak, ahlakın olmadığı yerde ise insanlık olmaz. Ahlaki bir erdem olarak insanlık onuru, insanla birlikte her zaman ve her yerde bulunması gereken hayati bir değerdir.

Not: Bu Yazı Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları “Hz. Peygamber ve İnsanlık Onuru” Kitabından derlenmiştir.

 

Salim SELVİ

                                                                       Bahçelievler Müftülüğü Murakıbı

10208 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi62
Bugün Toplam411
Toplam Ziyaret1647102
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2