• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Mübarek Geceler

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.066234.2027
Euro37.991438.1437
ÖRNEK BİR VAAZ PLANI VE VAAZ DUASI
VAAZ HAZIRLAMA VE SUNMA TEKNİKLERİ

Dünyevileşmek Sunum Vaazı & Faruk KESGİN

26.10.2012 Cuma Sunum Vaazı

  

İndirmek için TIKLAYINIZ.

DÜNYEVİLEŞMEK

Dünyanın gerekliliği: Dünya, üzerinde hayat bulduğumuz, hayatımızı devam ettirmek için kendisinden istifade ettiğimiz yerdir. Bu yönden kendisiyle tabii bir ilişkimiz vardır. Hayatımız ona bağlandığı için ondan faydalanma noktasında alakamızı kesmemiz mümkün değildir.

 وَابْتَغِ فِيمَا آتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الْآخِرَةَ وَلَا تَنسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَ

 

 “Allah’ın sana verdikleriyle ahiret yurdunu kazanmaya bak, bu arada dünyadan da nasibini unutma,” (Kasas 28/77)

 

Burada problem, dünya malına sahip olma değil, sahip olduklarımızın kölesi olmaktır.

- Hz. İsa (a.s) şöyle demiştir:

Sakın dünyayı ilâh edinmeyin ki o da sizi köle edinmesin!

- Mevlana Hazretleri’nin deyimiyle mal insan için gemiyi yüzdüren su gibi olmalıdır, ama içine girmemelidir. Çünkü içine girdiğinde gemiyi batıran da aynı sudur. Dünya sevgisi de insanın manevi hayatını batırır.

Allah (c.c.), dünyamızı tabiatı itibariyle güzel ve cazibedar yaratmış, mevki ve makamlara bir tatlılık vermiştir dünya, insanın hem sahip olma, haz alma duygularına, hem de başkalarına hâkim olma, yönetme arzularına hitap etmektedir.

Ayette:


 زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَاء وَالْبَنِينَ وَالْقَنَاطِيرِ الْمُقَنطَرَةِ مِنَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَالْخَيْلِ الْمُسَوَّمَةِ وَالأَنْعَامِ وَالْحَرْثِ ذَلِكَ مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَاللّهُ عِندَهُ حُسْنُ الْمَآبِ

 İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır.( Ali İmran,14)

 

لَوْ أنَّ ِبْنِ آدَمَ وَادِيَيْنِ مِنْ مَالٍ ‘حَبَّ أنْ يَكُونَ مَعَهُمَا ثَالِثٌ. وََ يَمْ‘ُ نَفْسَهُ إَّ التُّرَابُ وَيَتُوبُ اللّهُ عَلَى مَنْ تَابَ

 

--  "Eğer âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olsaydı bir üçüncüsünü isterdi. Onun nefsini ancak toprak doldurur. Allah tevbe edenlerin tevbesini kabul eder." (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/594.) hadisi de insanın meylini ve doymak bilmez arzularını ifade ediyor.

Sonuçta böyle bir ortamda insan kendini dünyaya kaptırıyor ve dünyevileşme başlıyor. faydalanma boyutundan çıkıp, gaye edinme boyutuna geçiyor. Dünya metaını kendi ihtiyaçlarını tatminde kullanması gereken insanoğlu, maalesef bir süre sonra maddenin esiri haline geliyor, Kısacası dünyanın güzellikleri ve çekiciliği, kendini kaptıran insanın dini hayatını sürekli tüketip duruyor, onu Allah’tan uzaklaştırıyor.

- Dünya ve ahret arasında zıtlık yoktur.zaten dünya ahretin tarlasıdır demiyor muyuz.

“Dünyanın üç yüzü vardır. Birinci yüzü, Cenab-ı Hakk’ın esmasına bakar, Bu yüzü gayet güzeldir, nefrete değil, aşka layıktır.

İkinci yüzü, ahirete bakar; ahiretin tarlasıdır, Cennetin mezrasıdır, rahmetin mezheresidir.

Üçüncü yüzü, insanın hevesatına bakan yüzü. bu yüz çirkindir. Çünkü fanidir, zaildir, elemlidir, aldatır.

 الْمَالُ وَالْبَنُونَ زِينَةُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِندَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ أَمَلًا

            "Mal ve oğullar dünya hayatının zînetidir" (Kehf 46) buyurulmuştur

 

اعْلَمُوا أَنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزِينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْأَمْوَالِ وَالْأَوْلَادِ

 “İyi bilin ki dünya hayatı, bir oyundur, bir oyalanmadır, bir süstür. Kendi aranızda karşılıklı övünme, mal ve nesli çoğaltma yarışıdır.” (Hadid, 57/20)

Allah ahreti kazanmamızı istiyor:

تُرِيدُونَ عَرَضَ الدُّنْيَا وَاللّهُ يُرِيدُ الآخِرَةَ وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ 

 Siz dünya malını istersiniz, oysa Allah ahireti kazanmanızı murad eder. Allah azizdir, hakimdir. Enfal,67

 

يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ

Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah'ın vaadi muhakkak haktır. Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında da aldatmasın. Fatır,5

 

وَمَا هَذِهِ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌ وَإِنَّ الدَّارَ الْآخِرَةَ لَهِيَ الْحَيَوَانُ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ

            “Düşünseler şunu da anlarlardı ki: bu dünya hayatı geçici bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir ve ebedî âhiret diyarı ise, hayatın ta kendisidir. Keşke bunu bir bilselerdi!” (Ankebut, 29:64)

Dünyevileşme Nasıl Başlar

Dünyevileşme hastalığı bulaşmak için insan seçmez. Herkese bulaşabilir. Alime de cahile de bulaşabilir. Bu hastalık sadece cahillere bulaşır demek büyük bir hatadır. Din hizmetine yıllarını vermiş insanlara da bulaşabilir. Nefis terbiyesi ve manevi eğitim yolunda çok büyük mesafeler kat etmiş olan kimselere de bulaşabilir.

Bu hastalığın nasıl bulaştığını anlamak önemlidir. Bu hastalık öncelikle yaptığı güzel amellerin karşılığını “hemen” görme, dünyada iken görme arzusunun şiddetli olmasından kaynaklanır. Allahü Teala bizdeki bu şiddetli arzuyu görünce dünyayı önümüze açabilir. İşte o zaman imtihanın en çetini başlar. Nefsimiz gördüğü karşılıkla yetinmek ve mutlu olmak ister. Ahiretteki mutluluğu unutur.

Dünyevileşmenin ilk belirtileri nefsimizin bazı dünyevi lezzetlere Allah’ı zikretme zevkinin yerine geçecek şekilde alışması, ve bu zevklerin hayatımızda vazgeçilmez olması şeklinde başlar. Mesela televizyon seyretme zevki dünyevi bir zevktir. Haramla da karışık bir zevktir. Bu zevk Allah’ı zikretme zevkinin yerine geçer hale gelmişse inanç dünyamızda tehlike çanları çalıyor demektir.

Dünyevileşmenin bir diğer belirtisi de dini eğitim kurumlarının, dini irşatların, dini bütün faaliyetlerin geleceğine olan inanç ve güvenin zayıflamasıdır. Şeytan hep şöyle seslenir: Küresel kültür aldı götürdü her yanı, herkesin evinde uydu anteni var. Hayır da var ama, şer kapladı her yanı. Böyle bir vasatta Allah’ı anlatmak din eğitimi veren kurum açmak ve yürütmek, bunlar zor şeyler. Bütün bu söylemler dünyevileşmenin bir kimsede başladığını ve epeyce mesafe kat ettiğini gösteren söylemlerdir.

Din hizmetindeki şevk ve heyecanın kırılması da bir dünyevileşme belirtisidir. Mesleğe ilk atıldığı yıllarda çok güzel hutbe ve vaaz hazırlayan nice din görevlileri görüyoruz ki cemaatten gördükleri çeşitli eziyetler onların şevklerini kırmış. Bizim şevkimizi karşılaştığımız hiçbir şey kırmamalı, cennet çok güzel ama çok ucuz değil. Cennet Allahü Teâlâ’nın bu dünya imtihanını kazanan gerçek müminlere ikramı. En mükemmel hayat orada. En güzel hayat orada. Allahü Teâlâ bu ikramına çok önem veriyor, Kur’an’ın her satırı bu ikrama çok önem verdiğini gösteriyor. Bu ikram çok ucuz da değil, bir sıkıntı olacak, bir eziyet olacak. Çektiğimiz sıkıntıların da inancımızla ilgili bir “imtihan” tarafının olduğunu bilmeliyiz.

Dünyevileşmenin bir diğer belirtisi de devamlı takdir edilme arzusunu içimizde taşımamızdır. Nefis devamlı takdir edilmek ister, halbuki takdir edilme de dünyevi bir karşılıktır. En güzel takdir edecek olan Allahü Teâlâdır. İnsanlar takdir etse de bu takdirde vefa yoktur. Çünkü bugün takdir ettiğini yarın zemmedebilir insanoğlu. En vefalı takdir edicinin takdirinden ümitsizliğe düşmek de bir dünyevileşme belirtisidir. En vefalı takdir edici Allah’dır. O takdir ettiğini iyi takdir eder. Önemli olan onun takdirine layık olmaktır.

Görüldüğü gibi dünyevileşme ciddi bir ayrışma noktasıdır. Bu ciddi noktada göstereceğimiz bir zaaf bizi hiç tahayyül edemediğimiz diyarlara savurup atabilir. Kişiliğimizde ciddi kırılmalar yaşayabiliriz. Yaptığımız ameller gelecekteki kişiliğimizin garantisi değil. Evet dünya ve ahiret devamlı boğuşuyor içimizde. Gönlümüz bir savaş meydanı sanki. Bu savaş meydanından karlı çıkmamız ikazların devamlı olmasına bağlı.

Neler Ahretimizi unutturur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ أَمْوَالُكُمْ وَلَاأَوْلَادُكُمْ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُالْخَاسِرُونَ

 Ey İnananlar! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.

- Allah Resulü (s.a.s.) ümmeti için bu mevzudaki endişesini şu hadisleriyle dile getirmektedir: “Korktuğum şeylerden birisi de benden sonra size dünya nimet ve zinetlerinin açılması (sizin de onlara gönlünüzü kaptırmanızdır.)”

"Sizin için korktuğum şeylerden biri, dünyanın süs ve güzelliklerinin sizlere açılmasıdır!"

Hayatın merkezine dini koyarak yaşama

Sonuç:  Bu söylediğimiz, Müslümanların dünyadan tamamen alakasını keseceği anlamına gelmemelidir. İnsanın dünyayı bütün bütün terk etmesi mümkün değildir. Elbette ki ondan faydalanacak ve hayatını sürdürecektir. Zaten Allah (c.c.) ve Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bizden bunu istemiyor.

- Kuran kursları açılıyor,sahip çıkmıyoruz.ağzımız açıldı mı jandarma korkusundan okuyamadık diyoruz

 

Bu vaaz Mehmet Varol (Sarıgöl) hocanın vaazı ile Şemsettin Kırış hocanın Altınoluk dergisinin 2006 - Kasim, Sayı: 249, Sayfa: 016 sayısındaki yazısından alınarak hazırlanmıştır.

Daha geniş bilgi ve döküman için aşağıdaki linki ziyaret ediniz. http://www.dinvehayatdergisi.com/eski/dunyevilesme_ic.html 

16513 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi54
Bugün Toplam399
Toplam Ziyaret1647090
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2