• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
Mübarek Geceler

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.066234.2027
Euro37.991438.1437
ÖRNEK BİR VAAZ PLANI VE VAAZ DUASI
VAAZ HAZIRLAMA VE SUNMA TEKNİKLERİ

30.03.2012 Cuma Sunum Vaazı

Sunu İNDİR

 

Helal-Haram Bilinci

İslam dininin temel amacı yaratılmış olan şerefli mahlûkata hayatı boyunca kılavuz olmaktır. Bu kılavuzluk neticesinde  insanoğlunun dünya ve ahiret mutluluğu hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda  ise bazı helaller ve bazı yasaklar getirilmiştir. Getirilmiş olan bu ilkelerin  hepsi insan için onun kendi menfaati içindir. Dünyalık huzur insan için olduğu  gibi uhrevi mükâfat (cennet) insan içindir. Bunun zıddını ifade edersek dünyevi  sıkıntı insan içinse uhrevi ceza (cehennem) insan içindir.


Yüce Allah’a karşı kulluk vazifemiz olan ibadet  hayatımızı yerine getirmemekteyiz. Din sadece ibadet hayatıyla sınırlı hükümler  ihtiva etmemektedir. İbadet hayatıyla beraber günlük yaşantımızda dikkat etmemiz  gereken ilkelerde İslam Dininde mevcuttur. Yeme-içme, giyinme, eğlence, aile  hayatı, cinsel yaşam, sosyal hayatla ilgili beşeri ilişkilerde takınılması gereken prensipler Dinin genel çerçevesi içinde yer almıştır. İnsan için çizilen  bu çerçeve, yaratılmış insanın fıtratına ters olmayan, hakeza fıtratı destekleyen, onuru güçlendiren bir çerçevedir.

Sözlükte "yasak, memnu" anlamına gelen haram,  dini bir terim olarak, kesin bir delille, açık bir şekilde yapılmaması istenen  fiildir. Haram, dinî bir kavram olup, bunu tespit ve tayin yetkisi sadece  Allâh'a aittir. Bu konuda insanların yetkisi yoktur. Hz. Peygamber'in bu  konudaki hadisleri, Allâh'ın koymuş olduğu hükmü açıklamaktan ibarettir. Bu  nedenle İslâm âlimleri, hakkında nass bulunmayan konularda ihtiyatlı davranarak  haram tabirini kullanmaktan kaçınmışlardır.

Dinen yapılması veya yenip içilmesi  yasaklanmayan, serbest bırakılan şey demektir. Allâh ve Rasûlü'nün bir şeyin  helâl olduğunu belirtmesi veya işlenmesinde günah olmadığını bildirmesi, o  fiilin helâl olduğunu gösterdiği gibi, o fiil veya şeyin yasaklandığına dair bir  delil bulunmaması da helâl olduğunu gösterir. Zira eşyada aslolan helal  oluşudur. Buna göre bir şey, dinin açık bir hükmüne, yasağına ve ilkesine aykırı olmadıkça helâldir, meşrudur. Helâl kavramının, meşru, caiz, mubah tabirleri ile  yakın ilişkisi vardır. Çoğu zaman da eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.

Kur’an-ı Kerimde Yüce Allah iyi ve güzel olan şeyleri Peygamber vesilesi ile helal kıldığını çirkin ve kötü şeyleri haram  kıldığını bizlere şöyle bildirmektedir. “Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü  ve pis şeyleri haram kılar.”[1]  Ayet-i kerime haram kılınan şeylerde kötülük ve pislik olduğunu, helal kılınan şeylerde ise iyilik ve temizlik olduğu vurgulanmaktadır. Bu yönüyle “helal ve  haramı insanın kendi yaşantısını güzele ulaştıran, kötülüklerden alıkoyan  emirlerdir” diye ifade edebiliriz. Bir başka ayet-i kerimeyi sizlerle paylaşmak  isterim. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. “(Ey Muhammed!) Sana, kendilerine  nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: “Size temiz ve hoş olan şeyler… helal kılındı.”[2]

Kur’an-ı Kerim bizlere helal ve haram kılma  yetkisinin Allah’a ait olduğunu bizlere bilmediğimiz şeyler hakkında şu helaldir  veya şu haramdır dememizi yasaklamaktadır. Bu husus ile ilgili iki ayet-i  kerimeyi sizlerle paylaşmak isterim. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır.

قُلْ أَرَأَيْتُم مَّا أَنزَلَ اللّهُ لَكُم مِّن رِّزْقٍفَجَعَلْتُم مِّنْهُ حَرَاماً وَحَلاَلاً قُلْ آللّهُ أَذِنَ لَكُمْ أَمْ عَلَى  اللّهِتَفْتَرُونَ

De ki: “Allah’ın size indirdiği; sizin de, bir  kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De  ki: “Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”[3]  Diğer bir ayette ise mealen şöyle buyrulmaktadır. De ki: “Allah’ın, kulları için  yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?” De ki: “Bunlar, dünya  hayatında mü’minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte  bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.”[4]

Bu ayetler açıkça, haram ve helâli belirleme  hakkının sadece Allah'a ait olduğunu göstermektedir. Bu nedenle helâl ve haramı kendisinin belirlemesi olacağı kanaatinde olan herkes Allah’ın haklarına tecavüz  etmiş olur. Buda çok büyük bir günahı gerektirmektedir.

Allah’ın helal kıldıklarını helal olarak kabul  edip onlara yönelmeli, haram kıldıklarını da haram kabul ederek onlardan  kaçınmalıyız. Bize düşen en doğru davranış şekli bu olacaktır. Yoksa haramı helali belirlemeye kalkışırsak o zaman haddimizi aşmış oluruz. Yüce Rabbimizin  bu husustaki ayet-i kerimeler şöyledir.

وَلاَ  تَقُولُواْ لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُالْكَذِبَ هَـذَا حَلاَلٌ وَهَـذَا حَرَامٌ لِّتَفْتَرُواْ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَإِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الْكَذِبَ لاَ يُفْلِحُونَ

“Lisanlarınızın yalan yere vasıflandırdığı şeyler  hakkında "Şu helâldir ve şu haramdır" demeyiniz ki, Allah'a karşı yalan iftirada  bulunmuş olursunuz. Şüphe yok ki, Allah'a karşı yalan da bulunanlar felâha  eremezler.”[5]

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْلاَ تُحَرِّمُواْ طَيِّبَاتِ مَا أَحَلَّ اللّهُ لَكُمْ وَلاَ تَعْتَدُواْ إِنَّ  اللّهَلاَ يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ

“Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve  temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.”[6]

Yukarıda sizlerle paylaşmış olduğum ayetler  bizlere şu hususu hatırlatmaktadır. Bu hatırlatmada Allah’ın helal kıldığını haram kılmak, haram kıldığını ise helal kılmanın çok büyük günah olduğudur. Bu  sebeple hakkında kesin bilgi olmadığımız veya herhangi bir hüküm çıkarma  kabiliyetimiz olmadan az bir bilgi ile bir şeye helal veya haram dememeliyiz.  Çünkü böyle bir davranışın vebali çok ağırdır. Hakkında bilgi sahibi olmadığımız  bir konu hakkında helal ve haram dersek o zaman dinle ilgili prensipleri  bozabiliriz. Bu durum ise bizlere çok büyük sıkıntılar doğuracaktır.

Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde ise helal  ve haram hakkında şu hususu bizlere bildirmektedir.

اَلْحَلاَلُ مَا أحَلَّ اللّهُ في كِتَابِهِ، وَالْحَرَامُ مَا حَرَّمَ اللّهُ في  كِتَابِهِ، ومَا سَكَتَ عَنْهُ فَهُوَ عَفْوٌ، فَلاَ تَتَكَلَّفُوا السُّؤَالَ  عَنْهُ.

“Allah Resulullah (a.s) buyurdular ki:  "Helal, Allah Teala’nın kitabında helal kıldığı şeydir. Haram da Allah Tealanın  kitabında haram kıldığı şeydir. Hakkında sükût ettiği şey ise affedilmiştir.  Onun hakkında sual külfetine girmeyiniz.”[7]

Herhangi bir konu veya herhangi bir hareketin  haram mı veya helal mi olduğunu naslardan çıkarabilecek insanlar yok mudur?  Sorusu aklımıza gelebilir. Bu soruyu şu maddeler ışığında cevap verebiliriz.

1.Bir konu hakkındaki bütün her şeyi tam olarak  bilinmesi,

2. Konuyla ilgili Dini nasların tamamına vakıf  olunması,

3. Güncelleme ve yorumlama yapılabilmesi,

4. Dinin ana maksatlarını iyi bilinmesi ve  verilecek hükümlerde bunların gözetilmesi,

Bu maddelere tam bağlı kalınmak ve ilahi emri  helal ve haram koymada otorite olarak kabul ettikten sonra müçtehit elbette  belirli bir şeyin veya belirli bir hareketin helal mi haram mı olduğunu  naslardan çıkarabilir. Böyle bir uğraş yapılmadıktan sonra helal ve haram  hükmünü bir şeye koymamız bizler için çok yanlış bir tutum olacaktır.

Yüce Rabbimiz İslam dini ile bizlere zorluğu  değil kolaylığı getirmiştir. Bu kolaylıklardan biride zaruret halinde olunduğu  durumlarda haddi aşmamak helalleri haram saymamak üzere haram olan bir şeyi  yiyebilir veya bir işi yapabilir. İlgili ayette Yüce Allah (c.c.) şöyle  buyurmaktadır. “Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına  kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret  ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Şüphesiz, Allah çok  bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[8]

Haram günün şartlarına göre helal olarak  görülmemeli, helal günün değişen ve gelişen şartlarına görü haram  sayılmamalıdır. Bize düşen görev helalleri haram, haramları helal saymak yerine  tespit edilen helallere uymak ve haramlardan kaçınmaktır.

Vaazımızı Hz. Peygamber (s.as.) Efendimizin  haram ve helal hususunda takınmamız gereken tavrı bildiren bir hadisiyle  sonlandırıyoruz. "Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de  apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu)  şüpheli olanlar  vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden  kaçınırsa, dinini de, ırzını da muhafaza etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere  düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban  gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin  bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette  bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur,   eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir.[9]

Yüce Rabbim helallerine uymayı haramlarından  kaçınmayı, dünya ve ahiret mutluluğunu yakalamayı, bu mutluluk için uğraş içerisinde olmayı bizlere nasip etsin. Geceniz mübarek olsun. Allah’a emanet  olun.

www.guncelvaaz.com

Ahmet ÜNAL

Vaiz



    [1] Araf, 7/157

    [2] Maide, 5/4

    [3] Yunus,     10,59

    [4] Araf, 7/32

    [5] Nahl,16/116.

    [6] Maide, 5/87

    [7] İbnu Mace,     Et'ime 60; Tirmizî,  Libas 6.

    [8] Bakara,     2/173

    [9] Buharî,     İman 39



9903 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi66
Bugün Toplam422
Toplam Ziyaret1647113
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2