• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA

Anasayfa




Peygamberlerin gönderilişindeki ortak amaç önderliktir. Yaratılış fıtratına uygun, düzgün bir hayatı yaşamanın yollarını insanlara göstermektir. Fıtratın ve neslin ifsat olmasını önlemek, inanç sapkınlığının önüne geçmektir. İnsanın insanı, nefsini ve eşyayı putlaştırmadığı bir hayat anlayışını yerleştirmektir. Kısacası tevhidî anlayışın kalplerde ve hayatın bütün safhalarında yer etmesini sağlamaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.a) Kâbe'yi Yemen kumaşıyla örtmüştü. Abbasi Halifelerinden el-Mehdi'nin zamanına kadar bu şekilde kaldı. Halife Hac için Mekke'ye geldiğinde, Kâbe bakıcıları perdelerin Kâbe-'nin yüzünde birikmiş olmasından şikayet ettiler. Bunların ağırlık yapıp Kâbe'yi yıkmasından korktuklarını belirttiler. Bunun üzerine Halife bu örtülerin kaldırılmasını, yerine her yıl bir tek örtü serilmesini emretti.
08.03.2013
20.09.2012
Saygın bir konumda bulunan ve yeryüzünün halifesi onuruna sahip olan insana saygı göstermek onun hak ve hürriyetlerine saygı göstermekle başlar.18 İslâm dininin insana verdiği değeri hiçbir ideoloji vermemiştir. Bununla beraber İslâm dininin fevkalade önem verdiği hususlardan biri deki bu da insan hakları açısından önemli bir husus- üstün manevi değerlerle mücehhez kılarak insan haklarına saygılı insan-ı kâmil dediğimiz insan tipini (üstün insan modelini) yetiştirmektir. Bu insan tipi yetiştirilmediği sürece kanuni zorlamalar olsa da insan haklarının istenilen düzeyde uygulanması mümkün değildir. Hz. Peygamber kendi döneminde bu amacı gerçekleştirmiş, kendinden sonraki dönemlerde bu insan tipinin yetişmesi için örnek teşkil etmiş ve gerekli mesajları vermiştir.
Peygamberimiz (sas)' in hadislerinden aldığımız işaretlere göre tıp ilmi daha da gelişecek, nihayet bütün dertlere deva bulunacaktır. İki şey müstesna tabii. Biri ihtiyarlık, ikincisi de ölüm! İhtiyarlıktan ve ölümden kurtarma ilacı bulunamayacaktır.
12.04.2013
01.03.2012
Cahiliye Dönemi insanlarının onur ve itibarda değer ölçüsü, kabileleri, kabilelerinin kişi sayısı, develeri ve biriktirdikleri servetleri idi. Müşrikler, kabileleri ve kabilelerine mensup kişilerin sayıları ile övünüyorlardı. (bkz. Tekasür, 102/1-2.) Zayıfın toplumda hiçbir kıymeti yoktu. Mehmet Akif o günkü insanın güçsüze yaklaşımını şöyle açıklıyor: Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi. İslam insanlığı, onurunu gücünden alan cahiliye anlayışından, gücünü onurundan olan insani bir anlayışa yükseltmiştir.
Kurʹân-ı Kerim’de îsâr kelimesi beş yerde geçmektedir. Dört yerde sözlük manasına26, bir yerde de terim manasına kullanılmıştır.27 Bu dört yerde “yeğlemek, tercih etmek ve üstün tutmak” gibi manalarda kullanılan îsâr kelimesi, hadislerde de çoğunlukla aynı manalarda kullanılmaktadır.28 Ancak şunu da belirtelim ki, gerek Kurʹân’da ve gerekse hadislerde îsâr kelimesi geçmediği halde îsâr konusunun işlendiği pek çok nass bulmak mümkündür.
11.04.2013
07.04.2012
Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de, doğrudan insana hitap etmesi de insan onurunun Allah katında hangi değerde olduğunu göstermektedir. Allah’ın bu şekilde doğrudan hitabı âdeta onunla konuşmasıdır ve bu, insanı değerli kılar. Allah’ın insanı yaratıp onunla kitap ve peygamberler vasıtası ile iletişim kurması; hitabını ve rasulünü buna vasıta kılması da insana verilen değeri ortaya koymaktadır.
Ensâr-Muhâcir kardeşliği denildiğinde, üzerinde durulması gereken bir diğer önemli husus da, bu kardeşliği tesis eden Hz. Peygamber (a.s.)’ın dehasıdır. Yeni gittiği bir topluluğa, onlara her türlü yük olacak bir nüfus ile sığındığı halde, bu topluluk içinde her hangi bir rahatsızlığın oluşmasına meydan vermediği gibi, aksine öyle bir kardeşlik ve sosyal bütünleşme tesis ediyor ki, insanlar birbirlerini doyurmadan kendileri doymuyor… Neredeyse tam bir "Îsar" ahlakı sergileniyor. Kuran bu ahlakı överken, "Onlar, kendileri ihtiyaç halinde oldukları zaman bile kardeşlerini kendilerine tercih ederler.." diye anlatmaktadır. Mescid-i Nebî’nin (a.s.) Sofasında, aç bir insan kalmayıncaya kadar Ensâr evine gidip yemeğini yemiyor ve istirahata çekilmiyordu...
11.04.2013
05.04.2012
“Sevgili Peygamberimizin (sas) kutlu doğumu vesilesiyle bugün bir kez daha hatırlatmak isterim ki insanın ucuzladığı, bir meta haline dönüştüğü, insan onurunun göz ardı edildiği, zedelendiği, ayaklar altına alındığı, insanlığın kaybolmaya yüz tuttuğu, insanı onursuzlaştırma, itibarsızlaştırma, değersizleştirme ve değerlerinden soyutlama gayretlerinin küresel ölçekte politikalar haline geldiği günümüzde, bütün alemleri onurlandırmak için gönderilen rahmet yüklü adalet, hikmet yüklü ahlak peygamberinin onur mücadelesini ve insana bakışını yeniden keşfetmeye ve bu keşfimizi toplumun bütün katmanlarına açmaya her zamankinden daha fazla muhtacız” (DİB,Başkan Görmez)
"Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır..."1 Bu ilâhî düstur, insanlar arasında yaratılış bakımından fark olmadığını bildirmekte "İnsanların Allah katında en değerli olanı, O'na karşı gelmekten en çok sakınandır." ilkesi ile de insanlığı iyilikte birbirleriyle yarışmaya teşvik etmektedir. İslam, bütün insanları bir gerçeğe; imana çağırmıştır. Hür iradeleri ile tevhide inanmış, hak ve hayır üzerinde birleşmiş olan bütün müminler birbirlerine kardeştirler. Bu kardeşlik onları birleştiren, onlara manevî hayat bahşeden bir ruh olmuştur.
08.03.2013
05.04.2012
Hz. Peygamber (sas) bir misyon (görev) insanıdır. Rabbinden aldığı vahyi insanlara ulaştırmakla görevlendirilmiştir. Davetinin muhatapları, kendilerine göre inanç değerleri oluşturmuş, ibadet ritüelleri ihdâs etmiş ve bunu da din edinmiş topluluklar idi. İşte bu noktada Hz. Peygamber (sas)’in bu insanlara ve değerlerine bakışı, önem arz etmektedir.
“Irk mı önemli, hamiyet-i milliye mi, yoksa din kardeşliği mi önemli ve üstündür?” Allah katında tek üstünlük, Allah korkusundaki ve ahlâk güzelliğindeki üstünlüktür.1 İnsanlar da bu değerleri üstünlük değeri sayarlarsa ne âlâ! Aksi takdirde insanların değer verdikleri başka üstünlüklerin Allah katında ve hakikatte hiç ehemmiyeti yoktur.
08.03.2013
07.04.2012
Kardeş denildiğinde akla genellikle aynı anneden ve babadan dünyaya gelen kişiler gelmektedir. Bu soy-sop kardeşliğinin dışında bir de aynı dine veya dünya görüşüne mensup olmayı ifade eden akide kardeşliği sözkonusudur. Kardeş olmak, arkadaş ve sadık dost olmak; sevinçte ve kederde beraber olmayı göze almak demektir; bunu fiili olarak göstermek demektir, sevmek, saymak, güvenmek, merhamet etmek, yardımlaşmak ve dayanışmak demektir. Bunlar olmadan kardeşlik iddiasının bir anlamı olmaz.
İslam’dan evvel Arap kabileleri ve aşiretleri arasında düşmanlıklar, kan davaları, baskınlar ve savaşlar eksik olmazdı, can ve mal emniyeti yoktu. Baskın basanın, söz galibin idi. İslam, bu durumu bertaraf etti.
09.04.2012
09.04.2012
 9 
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam38
Toplam Ziyaret1646729
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2