• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/sunumvaaz.vaaz
  • https://www.instagram.com/sunum.vaaz/
  • https://www.youtube.com/channel/UCrOVK1v-SpWyJl9iE8YTMdA

Anasayfa




Kurban gerek fert gerekse toplum açısından çeşitli yararlar taşıyan mali bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah'ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Mü'minler her kurban kesiminde Hz. İbrahim ile oğlu İsmail'in Cenab-ı Hakk'ın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hatırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri itaate hazır olduğunu simgesel davranışla göstermiş olmaktadır.
Kurban kesmenin önemine dair hadislerdeki vurgulu ifadelerden, Peygamberimizin (s.a.s.), ümmetinden mali durumu müsait olanların kurban kesmemesini kabullenemediği, hiç kimsenin kurban borcuyla Allah'ın huzuruna çıkmasını istemediği için de, kestiği kurbanların sevabına ümmetini de iştirak ettirmiştir.
11.10.2012
11.10.2012
İnsan, yaratılışı gereği kendi Yaratıcısı ile yakınlık kurma ihtiyacı hisseden bir varlıktır. Yüce dinimizde insanın Yaratıcısı ile yakınlık kurmasını sağlayan sayısız yollar vardır. Bütün ilahi dinlerde yer alan ve Allah'a yakınlık sağlamaya vesile olan şey anlamındaki kurban ibadeti de bu yollardan biridir. Dinimizdeki kurban ibadeti, yüce Allah'a karşı engin ibadet duygusunu bize kazandırır. Kurban, fert ve toplum hayatı açısından çok çeşitli işlevi olan mali bir ibadettir. Bu ibadetimiz, kendisinden hedeflenen insani ve sosyal manalar özümsenerek ifa edilmelidir.
Ve sen ey Allah'ın "müttefik"i, ey İbrahim'le "aynı yolu takib eden"! Sen ki Tavaftan geliyorsun, Hacc işini kadınların Tavafıyla birlikte bitirmişsin, kendini Tavaf eden halkta fena etmek İbrahim suretinde çıkıp geldin. Ka'be mimarının, Harem şehri inşa edenin, Mescid-i Haram'ı bina edenin makamında durmuş, Müttefik'in -Allah- ile karşılaşma imkanı elde etmişsin.
11.10.2012
20.09.2012
Kişi hacca giderken kendi kendine "hacc ne demektir diye sormalı ve haccın Allah'a doğru yükselmesi olduğunu bilmelidir." Hacc ibadeti pek çok şeylerin aynı anda gösterisidir
Umre ve hac yapan bir kimsenin kabul olunacak bir umre ve hac yapabilmesi için bilmesi ve yerine getirmesi gereken âdâb pek çoktur. Bunlardan bir kısmı farz, bir kısmı ise müstehabtır.
20.09.2012
20.09.2012
İnsan özünde iyidir, maddi tabiatında içkin bulunan İlahi tabiatı (nefha-i ruh) onu iyiliğe ve güzelliğe yöneltir. Onu yapabilir kılan kuvvetleri vardır, bu kuvvetleri meşru çerçevede kullansa o zaman güç adalete, bilgi hikmete, şehvet iffetle neslin devamına hizmet eder. Haksızlıklara karşı öfke duymak gerekir, hayırlı iş yapan insanlara imrenilir, kötülere karşı düşmanlık beslenir.
Hicret Kaçış Değildir: Hicret, kötü şartlardan kaçış değil; İslam’ın hükümlerini yaşatacak ve yaşayacak yeni şartların ve mekanların aranışıdır. Hicret; Hak'kın batıla galip gelmesi ve islamı tümüyle yaşamanın azmidir. Hicret; tevhid inancının kalplerde kökleşmesinin, gerektiğinde mallardan ve canlardan feragat etmenin sembolüdür.
20.09.2012
23.10.2014
“Haram aylar” içinde Muharrem ayının ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu ayrıcalığı “Muharrem” adından da fark etmek mümkündür. Zira “muharrem” kelimesi, “haram kılınmış”, “hürmete layık” anlamlarına gelmektedir. Kısacası “haram aylar” uygulamasının genel adı, anlam itibarı ile bu aya özel bir ad olarak verilmiştir. Bu özel uygulama, şüphesiz Muharrem ayına atfedilen önemin bir yansıması olarak değerlendirilmelidir. Aynı önem İslam kültür ve tarihi sürecinde de devam ede gelmiştir. Zira İslam Hz. İbrahim’in tebliğ ettiği Hanif dini esaslarının devamı niteliliğinde olması sebebi ile, o geleneğin değerlerinin de sahibidir, dolayısı ile bu ayı değerli kılan tarihi olayları önemser.
Peygamberimizin Muhacir ve Ensar arasında tesis ettiği bu kardeşlik, Medine’nin tümüne yayıldı. Araplar arasında o zamanlar çok yaygın olan kabilecilik ve ırkçılık anlayışı, bu kardeşlik anlayışı karşısında erimiş, örnek bir toplum ortaya çıkmıştı. Bu uygulama, Medine’de çeşitli kabilelerin birbiriyle kaynaşmasına, aralarında uyumun oluşmasına; karakter zayıflığı, cimrilik, fedakârlıktan kaçınma gibi yanlış anlayışların toplumdan uzaklaşmasına yardımcı oluyordu. Bu eşsiz yardımlaşma ve dayanışma o günün insanlarına ve ondan sonra gelecek insanlara da istifade edilecek güzel bir örnek oldu.
14.11.2013
07.04.2012
Hicret hadisesi, İslâm tarihinde dinin tebliğ ve talimindeki önemi, Müslümanların dinî hayatlarını idamede yeni bir dönemin açılması bakımından bir dönüm noktası olma niteliği taşır. İslâm dini hicret sayesinde, hür bir ortamda gelişme, yayılma; fert, aile ve toplum hayatında uygulanma imkanına kavuştu. Medine'de on yıllık bir süre zarfında tamamlanarak, İslâm toplumunun inşasında başlangıç olması yönüyle de ayrı bir öneme haizdir. Genel anlamının dışında hicret, Hz. Peygamber ve Mekkeli Müslümanların Medine'ye göçünü ifade ettiği gibi, hicri takvimin de başlangıcı olmuştur. Hicret terimine yüklenen bu anlamların dışında "Allah'ın yasakladığı kötülük ve günahları terketme" şeklinde tarif edildiği de olmuştur. Hicretin ahlâk ve zühdle olan yönüne işaret eden ayet ve hadisleri gözönüne alan bir kısım mutasavvıflar ise hicrete "Nefsi terbiye etmek maksadıyla manevî yolculuğa çıkmak; kalben ve zihnen masivayı terk etmek" demişlerdir (1)
İslâm'da hiç bir şey putlaştırılamaz, isterse, bu içinde doğup büyüdüğümüz, yakınlarımızın malımızın, ticaretimizin, acı tatlı her türlü hatıralarımızın ve daha nice güzel şeylerimizin bulunduğu yer olsun. Müslüman nerede inancını yaşayabiliyorsa, vatanı orasıdır. "Kişinin bulunduğu memlekette yalnız Allah'a ibadet etmek kolay olmaz; dinini açığa vurmakta zorluklarla karşılaşır, daralırsa, orada bağlanıp kalmamalı, ibadetlerini serbest yapabileceği yere gitmelidir. Hicret edip o darlıktan genişliğe çıkmak için ne gerekiyorsa yapmak ve Allah'a kulluk etmek mü'minin prensibi olmalıdır"
25.11.2011
25.11.2011
Habeşistan'a hicret, Mekke'deki Müslüman potansiyelinin tamamen varlığını yitirdiği anlamına gelmiyordu. Her şeyden önce Hz. Peygamber, bütün engellemelere rağmen tebliğ vazifesini yerine getiriyordu. Sonra, Habeşistan'a hicret etmeyip Hz. Peygamber'le birlikte kalan müslümanlar vardı. Dahası, çok geçmeden Hz. Hamza ve Hz. Ömer gibi iki etkili ismin Müslüman olması, Mekke'de İslâm'ın yayılışını daha da hızlandırdı. Ancak bu gelişmeler, müşriklerin baskılarını azaltmadı, bilakis daha da artırdı. Bunun sonucu olarak Hz. Peygamber ve Müslümanları yaklaşık üç sene süreyle bir mahalleye (Şi'bu Ebi Talib) hapsederek toplumla ilişkilerini kesmeye çalıştılar.
Bilindiği üzere eski adı Yesrib olan Medine, İslâm'ın doğduğu ve Hz. Peygamber'in hicret ettiği sıralarda Hicaz bölgesinin önemli yerleşim merkezlerinden biriydi. Medine kelimesi aslında büyük kasaba ve şehir manasına gelen bir cins isimdir. Yesrib adı "fesat" anlamına gelen bir kökten geldiği için Hz. Peygamber hicretten sonra buraya hoş ve güzel anlamına gelen Tâbe veya Taybe unvanlarını vermiştir. Daha sonra Medine diye isimlendirilmiştir.
25.11.2011
25.11.2011
Hicrette Müslümanların gösterdikleri fedakârlıkların hiçbir sınırı yoktu. Buna ikinci müşahhas örnek olarak Ebu Seleme'nin yaşadıklarını verebiliriz. Müşrikler tarafından karısının ve oğlunun hicretten alıkonulmalarına rağmen onun hicretine engel olunamamıştı. Çünkü Ashab-ı kiramın imanlarının gücü, onların Allah Resûlüne bağlılıkları; menfaatlerinden, ticarî kârlarından ve diğer ilişkilerinden daha üstün gelmiş, imtihanı başarı ile geçmişlerdi.
Ey!. Mübârek Medîne, Fahri Âlem beldesi, Kardeşliğin, barışın, adâletin simgesi, Çınlasın göklerinde, salât üs selâm sesi.
25.11.2011
23.11.2011
Hicret bütün peygamberlerin ve onlara iman eden insanların ortak kaderidir. Allah peygamberleri ve onlara iman eden mü'minler kafirler tarafından hicret edilmeye zorlanmışlar, onlar da imanları uğruna vatanlarını yurtlarını bırakıp hicret etmişlerdir.
Yüce Peygamberimiz, en sevdiği dostu Hz. Ebû Bekir'in kendisi için hazırladığı deveye ücretini ödemeden binmeyeceğini söylemesi bizim için önemli bir uyarıdır. Din uğruna dindarlık uğruna geçimini başkalarına yükleyen kimseler bunu kulaklarına küpe etmelidirler. Dindarlıklarını başkalarına para ile satmamalıdırlar. İşte Peygamberimiz, işte Hz. Ebû Bekir.
23.11.2011
23.11.2011
Hz. Peygamber (sas)’in hayatı “saadet asrı” en güzel örneklerle doludur. Güzelliklere talip olanlar, bunları öğrenmek için O’nun hayatını incelemek zahmetine katlanmalıdırlar. Yaşadığımız yüzyıl ve yaşanılan olaylar bize bunu mecbur kılmaktadır. Bunun için bir tarihe, bir de bugüne bakmak yerinde olacaktır…
Ahiret hayatı, kıyametin kopmasından sonra, Allah’ın, gelmiş geçmiş bütün insanları ve diğer canlıları tekrar diriltmesi ile başlayacaktır. İnsanın ölüp kabre konması ile kıyametin kopup insanların tekrar diriltilmesi arasında geçen zaman kabir hayatı, bu ara zamana da “berzah alemi” denmektedir.
08.03.2013
09.01.2012
 8 
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam43
Toplam Ziyaret1646734
Hava Durumu
Saat
Vaaza Başlama Duası

Mevlid Kandili Dua Örneği

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VAAZ KILAVUZU

VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU I
VAAZ VE VAİZLİK SEMPOZYUMU 2